Ukrayna Haber Bülteni 26.09.2023
1. Cephe hattındaki son durum
Doğu yönünde:
Kupyansk yönünde Rus birlikleri Ukrayna ordusunun savunmasındaki zayıflıkları araştırıyor. Ukrayna kuvvetleri Lugansk bölgesindeki Novoselivske civarında saldırıları başarılı bir şekilde püskürttü.
Lıman yönünde düşman, birliklerini tekrar düzenliyor, bu nedenle herhangi bir taarruz (saldırı) eylemi gerçekleştirilmedi.
Bahmut yönünde Rus birlikleri, Donetsk bölgesindeki Orihovo-Vasılivka, Bohdanivka, Klişçiyivka, Kurdyumivka yakınlarında Ukrayna savunma hattını başarısız bir şekilde yarmaya çalıştı. Bu bölgede Ukrayna askerleri Andriivka ve Klişçiyivka köylerini geri aldı. Ancak Rusya, kaybettiği toprakları geri alabilmek için çaba sarf ediyor. Ukrayna askerleri ise, bölgedeki saldırıları geri püskürtüyor ve mevzilerini sağlamlaştırıyor.
Bu hafta içinde Bahmut yönünde 2 kilometrelik alan daha kurtarıldı. Toplamda Bahmut çevresinde 51 kilometrekarelik alan kurtarıldı.
Avdiivka ve Maryinka yönlerinde Rus birlikleri Donetsk bölgesinde yer alan Maryinka ve Avdiivka çevresinde tam kontrolü ele geçirmeye çalışıyor.
Rus birlikleri, Donetsk bölgesindeki Keramik, Avdiivka, Severne, Marinka yerleşim yerlerinde başarısız saldırı girişimlerinde bulundu.
Güney yönünde:
Rus birlikleri, Zaporijya ve Herson bölgelerinde savunma hatlarını koruyor. Bombardımanı sürdürüyor. Ukrayna kuvvetleri, Zaporijya bölgesindeki Novomıhailivka, Novodarivka, Novodanilivka çevresinde düşman saldırılarını püskürttü.
Ukrayna’nın güneyinde, Melitopol yönünde taarruz devam etmektedir. Robotyne’nin güney ve doğusunda başarılı bir şekilde ilerleme sağlandı ve kazanılan mevziler güçlendirildi.
Son bir haftada, Ukrayna savunma kuvvetleri güneyde 5,2 kilometrekarelik alanı kurtardı. Toplamda taarruzun başlamasından bu yana 261,7 kilometrekare alan kurtarıldı.
2. Kırım’a yönelik saldırılar: Rus filosunun Karadeniz’deki hakimiyetinin sonu
22 Eylül 2023 tarihinde Rusya tarafından geçici olarak işgal edilen Kırım’da güçlü patlamalar duyuldu. Ukrayna, Sivastopol’daki Rus Karadeniz Filosu ana karargahına füze saldırısı gerçekleştirdi. Rusya Savunma Bakanlığı’nın, genellikle “hava savunmasının çalıştığını” bildirmesine rağmen saldırıyı kabul etti ve hatta bir ölüm olduğunu iddia etti. Ancak ölen kişinin daha sonra “kayıp” olduğu bildirildi. Ukrayna Askeri İstihbarat Servisi Başkanı Kırılo Budanov, Ukrayna’nın Sivastopol’daki Rus Karadeniz Filosu ana karargahına düzenlediği saldırıda 34 subayın öldüğünü ve 105 kişinin de yaralandığını belirtti. Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna Özel Harekat Kuvvetleri tarafından ölümü henüz teyit edilmeyen Rus Karadeniz Filosu Komutanı Viktor Sokolov’un katıldığı iddia edilen bir yönetim kurulu toplantısının videosunu yayınladı.
Ukrayna Askeri İstihbarat Servisi Başkanı Kırılo Budanov The Drive’a verdiği demeçte, Ukrayna kuvvetlerinin geçici olarak işgal edilen Kırım’a saldırarak Rusya’nın askeri altyapısını ve askeri tesislerini hedef aldığını, ayrıca Rusya’nın hava savunma füze deposunu tükettiğini belirtti. “Öncelikli olarak, işgal edilen Kırım’daki askeri altyapıyı ve askeri tesisleri ve işgalcinin altyapısını hedef alıyoruz” dedi. Hava savunma sistemlerine yönelik saldırıları ele alacak olursak işler biraz daha karışık. İlk olarak, hava savunma sistemlerinin kendileri çok pahalı ekipmanlardır. Onları Rus bayrağı altında üretmek de uzun zaman alıyor. Tüm bu ekipmanlar şu anda Ukrayna’ya karşı savaşta ve Moskova’nın savunmasında kullanılıyor. Budanov, “Ruslar hava savunma sistemlerini bulabildikleri her yerden aldılar. Doğal olarak, Rus ordusunun hava savunma sistemlerine bir tabur daha eklediğimizde, bu sistemleri nereden alabileceklerini ve başka nerelerde daha az savunma sistemleri kullanabileceklerini düşünmeleri gerekiyor” dedi.
Tavriya Operasyonel ve Stratejik Gruplandırma Komutanı Oleksandr Tarnavskyi şunları söyledi: “Taarruz operasyonlarının başarısı, sadece düşmanın imha edilmesi değil, aynı zamanda ekipmanın ve personelin yoğunlaştığı bölgelerin de imha edilmesiyle mümkün olur. Komuta merkezlerinin imhası özellikle önemlidir.” Tarnavskyi’ye göre, Kırım bu açıdan özel bir öneme sahip, çünkü birçok Rus askeri teçhizatının yoğunlaştığı yer burası. Bu sayede Ukrayna Silahlı Kuvvetleri, düşmanın hem hava hem de kara unsurlarını nereden vurduğunu bilmektedir.
Askeri-Siyasi Araştırma Merkezi Başkanı Oleksandr Musienko, Rusya’nın Karadeniz Filosu’nun geçici olarak işgal edilen Sivastopol’daki karargahına yapılan saldırıyı FREEDOM TV kanalına yorumlayarak Karadeniz Filosu’nun şu anda işlevlerinin sadece %20’sini yerine getirebildiğini dile getirdi.
Musienko, “Sivastopol’da yaşayanlar, Ukrayna Savunma Kuvvetleri’nin haftalar hatta aylar süren parlak eylemlerinin sonucudur. Hava savunma araçlarının tahrip edilmesi, radarların yok edilmesi ve sonuç olarak askeri hedeflerin, özellikle de ‘inci’ Rus Karadeniz Filosunun kör edilmesi ve vurulmasını içeren parlak bir uygulama görüyoruz” dedi. Merkezi Başkanı’na göre, bugün itibariyle Rus Karadeniz Filosu işlevlerinin sadece %20’sini yerine getirebiliyor. Filonun rolü İstanbul Boğazı’nın kuzeyindeki tarafsız sularda manevra yapmak ve Ukrayna’ya periyodik olarak Kalibr füzeleri fırlatmakla sınırlıdır. Musienko aynı zamanda Ukrayna’nın ana hedefinin Rusya’yı yenerek düşman filosuna üstünlük sağlamak olduğunu belirtti.
“Ukrayna’nın denizaltılarla Rusya ile rekabet edememesi gerçekten çok ciddi bir yenilgi olacak. Çünkü denizaltılarımız hizmette değil… Ancak biz inisiyatifi ele aldık ve gemileri imha ediyoruz, gemi altyapısını ve askeri tesisleri yok ediyoruz.” diye özetledi.
3. Ukrayna-Polonya ilişkilerindeki kriz
Avrupa Birliği Komisyonu, 15 Eylül’de Ukrayna’dan tahıl ithalatını yasaklayan kararı uzatmaması sonrasında Macaristan, Polonya ve Slovakya ulusal bazda karar alarak Ukrayna tarım ürünleri ithalatını yasaklamıştı. 19 Eylül’de Ukrayna Başbakanı Denis Şmıgal, Ukrayna’nın üç ülkeye karşı Dünya Ticaret Örgütü nezdinde dava açtığını duyurdu. Şmıgal, Polonya ve Macaristan’dan belirli kategorilerdeki malların ithalatının yasaklanması olasılığı konusunda uyarıda bulundu.
Polonya ve Ukrayna arasında tahıl konusunda yaşanan anlaşmazlık, Andrzej Duda ve Volodımır Zelenski’nin New York’ta yaptıkları sert açıklamaların ardından yeni bir boyuta taşındı. Her iki lider de BM Genel Kurulu’na katılmak üzere New York’a geldi.
Gazetecilerle yaptığı görüşmede Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, Ukrayna’nın tahıl ithalatına yönelik ambargonun 15 Eylül’den sonraya uzatılması kararını savundu ve Ukrayna’yı boğulmakta olan ve kurtarıcılarını da kendisiyle birlikte aşağıya sürükleme riski bulunan bir insana benzetti. “Kurtarma tecrübesi olan herkes, boğulmakta olan bir insanın son derece tehlikeli olduğunu bilir. Çünkü o sizi de derinlere çekebilir” dedi.
Birkaç saat sonra Volodımır Zelenski, BM Genel Kurul Kürsüsünden Ukrayna’nın tahıl ithalatına getirilen yasağı eleştirdi. “Avrupa’da birilerinin dayanışmayı nasıl baltaladığını ve tahıldan gerilim filmi yaparak siyasi tiyatro sahnelediğini görmek endişe verici. Bu kişiler kendi rollerini oynuyor gibi görünebilirler ama bunun yerine Moskova’daki aktör için sahnenin hazırlanmasına yardımcı oluyorlar” dedi. Polonya buna bir protesto ile karşılık verdi.
Başbakan Mateusz Morawiecki, 20 Eylül’de yaptığı açıklamada, Polonya’nın Ukrayna’ya önemli ölçüde insani ve askeri yardımda bulunduğunu hatırlattı. “Tüm bunlardan sonra, bizi kayıtsız bir devlet konumuna indirgeyen bazı muğlak ve bazılarına göre de muğlak olmayan ifadeler duymamız söz konusu olamaz” dedi. Daha sonra Polsat TV’de Polonya’nın artık Ukrayna’ya silah transfer etmediğini çünkü kendi silahlanmasına odaklandığını belirtti. Ayrıca Polonya hükümetinin Ukraynalı oligarkların Polonya tahıl piyasasına hakim olmasına izin vermeyeceği uyarısında bulundu.
Polonya Dışişleri Bakanlığı, Zelenski’nin bazı AB ülkelerinin Rusya’yı dolaylı olarak destekleyerek dayanışma içindeymiş gibi davrandıkları yönündeki açıklamasını protesto etti.
Polonya Dışişleri Bakanlığı, bazı Ukraynalı yetkililerin tarımsal ihracat sorununa tek taraflı bir bakış açısı dayattığını ve uluslararası örgütler nezdinde Polonya’ya yönelik baskıların Varşova’yı Polonyalı çiftçilerin çıkarlarını koruma çabalarından vazgeçmeye zorlamayacağını iddia ediyor. Polonya Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna’nın Polonya Büyükelçisi Vasıl Zvariç’i bakanlığa çağırdı.
Ukrayna Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Oleg Nikolenko, görüşme sırasında Zvariç’in Polonya’nın Ukrayna’dan tahıl ithalatını tek taraflı olarak yasaklamasının Ukrayna için kabul edilemez olduğunu açıkladığını ve Cumhurbaşkanı Andrzej Duda’nın New York’ta yaptığı açıklamanın yanlışlığını ima ettiğini söyledi. Yaptığı açıklamada “Polonyalı dostlarımızı duygularını bir kenara bırakmaya çağırıyoruz, Ukrayna tarafı Polonya’ya tahıl sorununun çözümü için yapıcı bir yol önerdi” ifadelerini kullandı.
Hükümetin Stratejik İletişim Merkezi, Duda’nın açıklamalarını haksız buldu. “Duda, Ukrayna’nın ‘kurtarıcısı’ Polonya’ya teslim olması gerektiğini ima ediyor. Bu benzetme talihsizdir. Çünkü Ukrayna’nın ekonomik çıkarlarını savunması Polonya için ölümcül bir tehlike teşkil etmemektedir. Boğulmakta olan bir adama yardım eden bir kurtarıcının riskinin aksine” dedi. Ukraynalılar, Rus saldırganlığını caydırmada ön cephede yer aldıkları için Ukrayna’yı desteklemenin Polonya’nın çıkarına olduğu ve tahıl anlaşmazlıklarının, Ukrayna’nın tek taraflı olarak tahıl ithalatını yasakladığı için Polonya, Macaristan ve Slovakya’ya karşı dava açtığı Dünya Ticaret Örgütü tarafından çözüleceği hatırlatıldı.
Polonya hükümetinin Ukrayna tahılının Polonya pazarına ithalatını yasaklama kararı olumlu bir adım olsa da, Ukrayna tahılının Polonya üzerinden özel koridorlar aracılığıyla üçüncü ülke pazarlarına transit geçişinin arttırılması gerektiğini belirtti. Bu husus, Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda tarafından 24 Eylül tarihinde TVP1 kanalında dile getirildi. Varşova, Kyiv’e Ukrayna’nın tahıl ihracatı konusunda Dünya Ticaret Örgütü’ne yaptığı şikayeti geri çekmesi çağrısında bulunarak krizin çözümüne yönelik daha ileri müzakereler için uygun bir ortam yaratacağını ifade etti. Polonya Tarım Bakanı Robert Telus, Ukraynalı mevkidaşı Mıkola Solsky ile yaptığı görüşmelerin ardından Varşova’da düzenlediği basın toplantısında bu açıklamayı yaptı.
Polonya’nın tutumu kesinlikle siyasi nedenlerden kaynaklanıyor. 15 Ekim’de ülkede parlamento seçimleri düzenlenecek ve bu seçimlerde mevcut hükümetin kazanacağı kesin görünmüyor. Böyle bir durumda mevcut Polonya hükümeti, Polonyalı çiftçilerin oylarını kaybetme riskini göze alamaz ve bu nedenle moratoryumu kaldırmayı kabul edemez. Ancak bugün itibariyle Ukrayna tarafı, Ukrayna-Polonya ilişkilerini istikrara kavuşturmak için ek istişarelerde bulunuyor. Polonya’daki seçimlerden sonra ikili ilişkilerin iyileşeceği tahmin ediliyor. Asıl önemli olan, Ukrayna tarafının zorluklara zamanında yanıt vermesi ve uzlaşma bulmaya çalışmasıdır.
4. 2024 ABD Seçimleri ve Ukrayna’ya Silah Temini Üzerindeki Etkisi
Ukrayna Devlet Başkanı Volodımır Zelenski’ye göre ABD seçimleri Ukrayna’ya verilen desteği etkileyebilir. Zelenski bu açıklamayı Kırım Platformu 3. Zirvesi’nin ardından düzenlenen basın toplantısında yaptı. Ukrayna lideri, ABD Kongre üyeleri arasında bazı oylarla ilgili riskler olduğunu kabul etti, ancak “Cumhuriyetçi Parti’de bizi destekleyen birçok ses de var” dedi.
ABD Demokrat Partisi’nin ABD başkanlık seçimlerindeki ana adayı şu anki devlet başkanı Joe Biden. Zelenski’ye göre Ukraynalı yetkililer, Amerikalı yetkililerle devlet başkanları düzeyinde de olmak üzere sürekli temas halindedir. Özellikle Başkanlık Ofisi Başkanı Andriy Yermak, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile görüşmektedir. Görüşmelerde Barış Formülü, silah tedariki ve Ukrayna’nın hava savunmasının güçlendirilmesi konuları ele alınıyor. Cumhuriyetçi Parti içinde “bazı seslerin” “riskli” olduğunu kabul etti, ancak “Cumhuriyetçi Parti içinde bizi destekleyen çok sayıda ses var” dedi. Buna karşın, Amerika Birleşik Devletleri’nin 45. Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray yarışında Cumhuriyetçi Parti’nin en yüksek şansa sahip adayı olarak görünüyor.
Bu iki kilit aday göz önünde bulundurulduğunda, Ukrayna’ya yapılan yardımlarda ciddi bir azalma veya yeniden biçimlendirmeden bahsetmeye gerek yok. Birçok şey, cephede yaşanan olaylara, savaşın hangi aşamada olduğuna ve Silahlı Kuvvetlerin başarısına bağlı olacaktır. Daha önce Cumhuriyetçi Trump, Rusya-Ukrayna savaşı hakkında, çatışmayı 24 saat içinde sona erdirebileceği de dahil olmak üzere, defalarca belirsiz açıklamalarda bulunmuştu.
Buna rağmen Cumhuriyetçi Parti’nin çoğunluğu Ukrayna’yı destekliyor ve Amerika’nın askeri ve mali yardım sağlamaya devam etmesi gerektiğine inanıyor. Bu görüş, hem ABD vatandaşları hem de adayların kendileri için geçerlidir. Anketler de bu görüşü doğruluyor. Örneğin Harvard CAPS-Harris araştırmasına göre, Trump’ın destekçilerinin %53’ü Ukrayna’yı desteklerken en büyük rakibi Florida Valisi Ron DeSantis’e oy verenlerin %63’ü Ukrayna’yı destekliyor. Aynı zamanda Nikki Haley, Cumhuriyetçi adaylar arasında Ukrayna’ya en büyük destek veren isim olarak öne çıkıyor. Haley, diğer adayların Ukrayna’ya yardım konusundaki belirsiz tavırlarını sık sık ve keskin bir şekilde eleştirmiştir.
Zelenski’nin 18-21 Eylül tarihleri arasındaki ABD ziyareti, seçimlere 14 aydan az bir süre kala ülkesinin ABD siyasetindeki önemini vurguluyor. Kongre, Biden yönetimi tarafından önerilen ve Ukrayna’ya milyarlarca dolar askeri ve mali yardım sağlayacak yeni bir bütçeyi tartışırken gerçekleşiyor. Avrupa’nın İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana yaşadığı en büyük savaşın arka planında, Ukrayna’ya büyük miktarlarda para ve giderek daha güçlü silahlar sağlama politikası, Biden başkanlığının belirleyici bir yönü haline geldi ve seçim kampanyasının ana temalarından biri olacağa benziyor.
Seçimlerde Biden’a rakip olmak isteyen Cumhuriyetçiler (Trump’ın dört ayrı davadaki suç iddianamesine rağmen), ülkeyi dolaşarak Ukrayna politikası da dahil olmak üzere görevdeki kişiyi eleştiriyor.
Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Danışmanı Mıhaylo Podolyak, Twitter hesabında şunları yazdı: “Ukrayna’yı desteklemekten gerçekten vazgeçmek isteyen herhangi bir siyasi adayın çıkıp doğrudan şunu söylemesi gerekir – Biz Rusya’dan korkuyoruz; zayıf Rusya’ya yenilmek istiyoruz; özgürlük ve demokrasi gibi temel değerlerin savunulmaya değer olduğu konusunda size hep yalan söyledik; Rusya’nın desteklediği kaos, savaşlar, terörizm ve kanunsuzluğun dünyada hüküm sürmesini istiyoruz. – Ayrıca, dünyada hiçbir ülkenin demokrasinin teslim edilmesini kabul etmeyeceğini vurguladı. Podolyak, “Bu korkunç savaş adil bir şekilde sona erene kadar Ukrayna’ya tam destek verilmeye devam edilecek” dedi. Dışişleri Bakanı Dmıtro Kuleba ise United News televizyonuna yaptığı açıklamada, 2024 ABD başkanlık seçimlerinden sonra Ukrayna-Amerika ilişkilerinde bir kriz yaşanmaması gerektiğini ve Amerika Birleşik Devletleri’nin Ukrayna’ya yardım etmeye devam edeceğini söyledi.
2023 yılında ve bir sonraki yıl için Güvenlik Güvencesi Anlaşmaları imzalanırsa, önümüzdeki ve 25. yılların bütçesi Ukrayna için fon içerecektir. Bu nedenle, Donald Trump ABD başkanı olsa bile, bu girişimlerin engellenmesi mümkün olmayacaktır. Çünkü bu kararlar doğrudan başkanın yetkisi dahilinde değildir. Dolayısıyla, Donald Trump’ın bu tür kararları veto etme yetkisi bulunmayacaktır. Şu an Ukrayna için bu anlaşmaları bu yıl ve gelecek yıl tamamlamak ve tüm askeri ve teknik destek programlarının ABD’nin düzenleyici çerçevesine dahil edilmesini ve tercihen bir yıl değil, daha uzun bir süre için dahil edilmesini sağlamak son derece önemlidir.
5. UCM ve Putin’e karşı Ukrayna’da kasıtlı olarak kıtlık yaratmakla ilgili yeni suçlamalar.
İnsan hakları avukatları, Ukrayna Başsavcılığı Ofisi (OGP) ile işbirliği içinde, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne Rusya’yı kasıtlı olarak açlığa neden olmakla suçlayan bir savaş suçları dosyası hazırlıyorlar. Açıklamada, “Amaç, Rus işgalcilerin açlığı bir savaş silahı olarak kullandığı vakaları belgelemektir” denilmektedir.
Kanıtlar, Rusya Devlet Başkanı Putin’e karşı resmi suçlamalarla bir yargılama başlatılabilmesi için UCM’ye iletilmek üzere hazırlanmaktadır. Bu bağlamda, Global Rights Compliance’ın kıdemli avukatlarından Yusuf Khan, Ukrayna’nın geniş çaplı işgali sırasında “Rusya’nın gıdayı silaha dönüştürmesinin üç aşamada gerçekleştiğini” açıkladı.
İlk aşama, bazı Ukrayna şehirleri kuşatıldığında ve gıda kaynakları kesildiğinde ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, 16 Mart 2022’de Çernigiv’de meydana gelen ve 20 sivilin ölümüne yol açan olay da belgelenmiştir. Ardından Ruslar, insanların ekmek ve yiyecek için kuyrukta beklediği bir yeri bombaladılar. Aynı şekilde, gıda tedarikinin kesildiği, insani yardım koridorlarının engellendiği veya bombalandığı Mariupol’da da benzer olaylar yaşanmıştır. Sonuç olarak, insanlar kendilerini yapay kıtlık koşulları içinde buldular ve kaçmaları çok zor veya imkansızdı.
İkinci aşama, Rusların Ukrayna genelinde gıda, su ve enerji kaynaklarını imha etmesini içermektedir. Bu kaynakların “sivil nüfusun hayatta kalması için gerekli” olduğu belirtilmektedir. Avukatlar, bu tür saldırıların “kasten işlenen suçlar” olduğunu vurgulamaktadır.
Üçüncü aşama ise Rusya’nın Ukrayna’nın gıda ihracatını engellemeye veya sınırlamaya yönelik girişimleridir. Khan, “Rusya’nın Tuna Nehri üzerindeki tahıl tesislerine saldırdığını ve Karadeniz’de güç gösterisi yaptığını gördük” dedi.
Gazetecilere göre, Global Rights Compliance önümüzdeki yılın sonuna kadar dosyanın tamamını tamamlamak için Ukrayna Başsavcılığ ile birlikte çalışacaktır. Amaç, üçüncü tarafların iddia edilen savaş suçlarıyla ilgili bilgileri Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısına iletebilmesine olanak tanıyan Roma Statüsü’nün 15. Maddesi uyarınca bir başvuruda bulunmaktır.