Ukrayna Haber Bülteni 26.02.23

1) Donetsk bölgesine bağlı Bahmut kenti Rus ordusu tarafından bir numaralı hedef olarak belirlendi. Orada şiddetli çatışmalar sürüyor. Rus kuvvetleri kenti tamamen kuşatmaya çalışıyor. Ruslar Pokrovsk-Slovyansk-Kramatorsk yönünde ilerlemek ve “en azından bir tür zafer” elde etmek için Bahmut’u almaya çok hevesliler.

Bahmut kenti, Donetsk bölgesinin en önemli ve stratejik yerleşimlerinin başında geliyor. Bahmut için şiddetli çatışmaların ana nedeni askeri lojistiktir. Ruslar, Debaltsevo demiryolu kavşağının Ukrayna tarafından bombardıman tehdidini acil bir şekilde püskürtmek istiyor. Çünkü cepheye mühimmat ulaştırmanın en iyi yolu demiryoludur. Aylardır kenti ele geçirmek için büyük çaba sarf eden işgalciler, ana kuvvetlerini Bahmut üzerinde yoğunlaştırdı.

Ukrayna Silahlı Kuvvetleri bu savaşın muharebelerinde doğrudan çatışmalardan kaçınmayı başarıyordu. Doğru manevralar yaparak ve Batı ülkeleri tarafından sağlanan uzun menzilli silahları kullanarak Rus ordusunun geri çekilmesini sağlıyordu. Ukrayna ordusu, cephenin bu kısmındaki çıkmaz durumunu göz önüne alarak, stratejisini değiştirmek zorunda kaldı. Nitekim, Ukrayna komutanlığı, düşmanın yarattığı yeni gerçekler kapsamında, özellikle de saldırıya geçmek için cepheye gönderdikleri çok sayıda insan gücüne göre kendi taktiklerini adapte olmaya mecbur kaldı.

Şimdiye kadar geniş kapsamlı taarruza ve büyük kayıplara rağmen Rus güçleri Bahmut’u ele geçirmeyi başaramadılar ama kentin kuzeyinde ve güneyinde sıcak çatışmalar devam ediyor. Elbette Ukrayna tarafı da kayıplar veriyor. Ukraynalı askerler arasında yaşanan kayıplar, ortakların sağladıkları silah desteğinin ulaştırılmasının yavaş temposundan da kaynaklanıyor. Ancak Bakhmut yönünde Ukrayna Silahlı Kuvvetleri komutanlığı, kayıplarını saymadan yeni seferber eden askerlerini bu yöne göndermeye devam eden Rus komutanlığının aksine, sürekli taktik değiştirerek mümkün olduğunca askerlerinin hayatlarını korumaya çalışıyor.

Öte yandan, gerektiğinde, Ukrayna birlikleri taktik olarak geri çekilme opsiyonunu da değerlendirebilir. Farklı durumlarda taktiksel geri çekilmeler, öncelikle personeli kurtarmak, taktiksel konumlarını iyileştirmek ve savunma hattını dengelemek için daha etkili bir savunma operasyonu yürütmek için mümkündür. Böylece, Ukrayna tarafı için Rus birliklerinin hızlı ilerlemesini önlemek ve askerlerinin hayatlarını mümkün olduğunca kurtarmak çok önemlidir. Ayrıca daha önceki gelişmelerin de gösterdiği gibi geri çekilme kararı, savaşın nihai sonu anlamına gelmez, sadece geçici koşullar olarak kabul edilerek belli bir zaman sonra Ukrayna birliklerinin bu bölgeler üzerindeki kontrolü yeniden kazanmak üzere şartlar oluştukça yeni karşı taarruza geçeceğini gösterir (Herson, Kyiv, Harkiv’de de olduğu gibi). Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin Bahmut şehrini terk etmek zorunda kalsa bile, asıl amacı Slovyansk ve Kramatorsk’u tutarak Rus ordusunun cepheyi yarıp hızlı geçmesini engellemektir.

2) 17-19 Şubat 2023 tarihlerinde gerçekleştirilen Münih Güvenlik Konferansı’nda ana gündem Rusya’nın Ukrayna’ya karşı açtığı savaştı. Konferansa katılanlar arasında Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen başta olmak üzere birçok ülkenin liderleri ve üst düzey temsilcileri vardı. Konferans, uluslararası toplumun Ukrayna’ya yönelik desteğin artacağı sinyallerini net bir şekilde ortaya koydu.

(AP Photo/Michael Probst)

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, ülkesinin Ukrayna’ya gerektiği sürece askeri yardım sağlayacağını doğruladı; Fransa Cumhurbaşkanı Macron, yaptığı konuşmada uluslararası partnerlere Ukrayna’yı destekleme çabalarını artırma çağrısında bulundu; Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, Finlandiya’nın “gerektiği sürece” Ukrayna’yı desteklemeye hazır olduğunu söyledi.

Münih Güvenlik Konferansı, dünyanın Ukrayna’nın yanında kalarak desteğinin güçlü ve kesintisiz olduğunu bir kez daha kanıtladı. İngiltere, Ukrayna’ya uzun menzilli roket sistemleri ve hava savunma sistemlerini tedarik eden ilk ülke olacak. İngiltere Başbakanı Rishi Sunak bu kararı Münih’teki güvenlik konferansının ikinci gününde açıkladı. Partnerlerine Ukrayna’ya verdikleri askeri desteği iki katına çıkarmaları çağrısında bulunan Sunak, Kyiv’in savaşı kazanması için daha fazla ağır silaha, zırhlı araca ve hava savunma sistemlerine ihtiyacı olduğunu belirtti. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Rusya’nın Ukrayna’da insanlığa karşı suç işlediğini ve bu suçları işleyen ve onlara ortak olan herkesin sorumluluğa çekilerek hesap vermeleri gerektiğini vurguladı.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, en büyük tehlike Rusya’nın bu savaşı kazanacağı tezi üzerinde durdu. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Münih’te Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba ile görüşüp ABD’nin Ukrayna’yı desteklemeye devam edeceğine söz verdi. AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Ukrayna’nın AB üyesi olmaktan başka bir yolu olmadığını söyledi ve partnerlere Ukrayna’ya silah tedarikini hızlandırmaları çağrısında bulundu.
Münih Konferansından özetle üç sonuç çıkarılabilir: demokratik dünyanın liderleri, Ukrayna’ya askeri ve teknik desteğin artırılması konusunda mutabık kaldılar; AB de dahil olmak üzere Batı ülkeleri, Rus rejiminin diplomatik ve finansal açıdan daha fazla ve tamamen izole edilmesine yönelik bir politika belirlediler; Batı ülkeleri, Kremlin’in Ukrayna’yı işgal etmesi gibi uluslararası hukukun açık ihlallerini gelecekte önlemek için ortak bir yol izlemeyi kararlaştırdılar.

3) Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş sivil ve enerji altyapıları üzerinde feci bir etki yaratmıştır. Rus birimleri, Ukrayna’yı işgale başladıkları ilk günden bu yana, işgal ettikleri topraklarda, özellikle de küçük kasabalarda sivillere yönelik toplu işkence ve zulüm gerçekleştirmektedir. Sivillere karşı işlenen suçlarla ilgili kayıtlara geçen vakalar arasında cinsel şiddet, zorla göç ettirme, filtreleme kampları ve savaş esirlerine karşı insanlık dışı muameleler yer almaktadır. Buça, İrpin, Borodyanka, Mariupol, Izyum, Çernihiv ve Hostomel şehirleri Rus işgalinin trajik sembollerinden sadece bazıları. Diğer savaşlarda yıllardır süren savaş suçları bu şehirlerde çok kısa sürede yaşandı. Bu şehirlerdeki toplu katliam, tecavüz ve işkence raporları Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin işgalcileri püskürtürmesinin ardından ortaya çıktı, ancak vahşetin boyutu cesetlerin mezardan çıkarılmasıyla anlaşıldı. Rus birliklerinin çekilmesinden sonraki ilk günlerde sokaklarda onlarca ceset bulundu. Sivillerin bazılarının elleri bağlı bir şekilde infaz edildiği görüldü. Bazı siviller sadece evlerini terk etmeye çalıştıkları için öldürüldü. Bazıları ise, işledikleri suçların izlerini gizlemek için Ruslar tarafından yakıldı. Yüzlerce sivil sadece burada yaşadıkları ve kaçamadıkları için katledildi.

Ukrayna’da sivillere yönelik cinayet ve istismarların yayınlanmasının ardından uluslararası toplum, Rusya’nın tüm uluslararası hukuku hiçe sayarak Ukrayna halkına karşı soykırım uygulayan terörist bir devlet olduğunu açıklamıştır. Bu nedenle Ukrayna halkı “dondurulmuş ihtilaf” senaryosunu kabul edilmeyecek. Çünkü bu halde Rus işgali altında yaşayan sivil halkını işkencelere ve ölüme maruz bırakacak. Ayrıca, bu ateşkes dönemi Rusya’nın yeniden silahlanmasına izin verecek. Böyle bir durum sadece Ukrayna için değil tüm dünya için olumsuz bir sonuca yol açabilir. Bugün gelinen noktada Ukrayna Silahlı Kuvvetleri, silah tedarikinin yavaşlığı ve küçük hacmi nedeniyle imkanların dahilinde savaşmak zorunda kalıyor. Fakat Ukrayna’nın partnerleri, Ukrayna güçlerinin sadece kendi güvenliği için değil aynı zamanda tüm Avrupa’nın güvenliği için savaştığını anladıkça 2022 Şubat ayından 2023 Şubat ayına kadar Ukrayna ordusuna sağlanan askeri yardımın kapsamı defalarca artmış ve artmaya devam ediyor.

4) ABD Başkanı Joe Biden, Rusya-Ukrayna savaşının yıl dönümünün hemen öncesinde Kyiv’e tarihi ve sürpriz ziyareti sırasında birkaç açık ve ikna edici mesaj gönderdi. Bu ziyaret, Ukrayna için çok önemli bir destek ve dayanışma mesajıydı. Avrupa ve diğer ülkeler için bu ziyaret Ukrayna’nın zaferine katkılarını artırma çağrısıdır. Rusya için ise, ABD’nin Ukrayna’ya yardım etme konusundaki uzun vadeli desteğinin, Putin’in Ukrayna’yı korku ve soğuğa sürükleme arzusundan çok daha güçlü olduğunun bir göstergesidir.

ABD yönetimi, Ukrayna’ya 500 milyon dolar tutarında ek yardım paketi ve Ukrayna’daki savaşı destekleyenlere karşı yeni geniş çaplı bir yaptırım paketini duyurmanın yanı sıra kuvvetli bir destek mesajı gönderdi: ABD, ihtiyaç duyulduğu sürece Ukrayna’yı destekleyecektir. ABD Başkanı ayrıca Polonya’nın başkenti Varşova’yı ziyaret ederek orada yaptığı konuşmada NATO’ya, Ukrayna’ya ve demokrasiye olan güvenini teyit etti ve Rus vahşetinin Ukraynalıların özgürlük ruhunu asla yenemeyeceğini vurguladı. ABD Başkanı, Putin’i Ukrayna’ya tankları göndererek “ölümcül saldırı” başlatmak ve dünyayı açlığa mahkum etmeye çalışmakla suçladı ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “bu savaşı ABD’nin başlattığı” iddialarına sert bir cevap verdi.

5) Aynı gün 21 Şubat’ta, Rusya parlamentosuna hitaben yaptığı konuşmada Putin, agresif retoriğine devam etti ve Rusya’yı savaş alanındaki çıkmazdan kurtarabilecek önlemlere ilişkin hiçbir karar dile getirmedi. Putin, dünyadaki istihbarat servislerinin raporlarında belirtilen Rusya’nın savaştaki önemli kayıpları hakkında konuşmaktan kaçındı. Bunun yerine, Ukrayna’yı yine haksız yere “neo-Nazi rejimi” tarafından yönetilmekle suçladı, “hedeflerine ulaşana kadar” savaşın devam edeceğine söz verdi ve her zamanki gibi bütün suçu Batı’ya yükledi. Ayrıca, yıllık konuşmasının sonunda Putin, ABD ile Rusya arasında imzalanan Stratejik Saldırı Silahlarının Azaltılması ve Sınırlandırılmasına İlişkin Anlaşması’nı (START) askıya aldığını duyurdu. Bu da daha önce Batı ülkeleri ile kötüleşen ilişkileri tamamen koparmaya yönelik sembolik bir adımdır. Ayrıca, bu tarz diplomatik eskalasyon Putin’in genellikle kullandığı nükleer şantajının araçlarından biridir. Şu an, kısa vadede nükleer silahları kullanmaya ciddi niyeti olmadığını gösteren gelişmelerin yanı sıra uzun vadede zaten zor günleri yaşayan Rus ekonomisinin ABD ile yeni silahlanma yarışını kaldıramayacağı belli.

You may also like...