Ukrayna Haber Bülteni 16.09.2023

1. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin cephe hattının çeşitli yerlerinde ilerlemesi

Zorlu koşullara rağmen Ukrayna Silahlı Kuvvetleri, Ukrayna topraklarını kurtarma yolunda ilerlemeye devam ediyor. Ukrayna Savunma Bakan Yardımcısı Hanna Malyar, 24 Kanalı’na yaptığı açıklamada, bu ilerlemenin karşı taarruzla ilgili tartışmalarda Ukrayna ordusunun etkinliğinin en iyi kanıtı olduğunu belirtti.

Hanna Malyar, doğu cephesindeki durumu Telegram kanalında şu şekilde aktarıyor:

En şiddetli çatışmalar Bahmut yönünde yaşanıyor. Bahmut’un güneyinde saldırı operasyonları devam ediyor. Savunma Bakan Yardımcısı, canlı yayın sırasında Ukrayna Silahlı Kuvvetler’inin Bahmut yönünde istikrarlı bir ilerleme kaydettiğini bildirdi.

Klişçiyivka ve Kurdyumivka yerleşimlerinde yoğun hareketlik yaşanıyor. Klişçiyivka bölgesinde Ukrayna birlikleri taarruz operasyonları başarıyla yürütüyor. Rus birlikleri Donetsk bölgesindeki Yahidne ve Bohdanivka mevkilerinde savunmayı yarmak için başarısız girişimlerinde bulundu.

Donetsk bölgesindeki Marinka yönünde Rus ordusunun başarısız saldırılarına dikkat çekilen paylaşımda, Rusya’nın Ukrayna birliklerini mevzilerinden çıkarmayı amaçladığı ancak bu hedefe ulaşamadığı ifade edildi.

Ukraynalı askerler, bölgede çok dikkatli ve istikrarlı bir şekilde ilerleme kaydediyor. Güney cephesindeki ilerleme konusunda ise şunlar kaydedildi:

Ukrayna savunma güçlerinin Melitopol yönünde taarruz operasyonunu sürdürdüğüne dikkati çeken Malyar, Rus ordusunun asker, silah ve teçhizat açısından önemli kayıplar verdiğini, birliklerini yeniden konuşlandırdığını iddia etti.

Zaporijya bölgesindeki Verbove ve Novoprokopivka yakınlarında Ukrayna Silahlı Kuvvetleri kısmi başarılar elde ederek ele geçirdikleri mevzilere yerleşiyor ve cephe hatındaki hakimiyetlerini pekiştiriyor.

Herson bölgesinde, Ukraynalı askerler karşı batarya çatışmasına girerek Rus birliklerinin ikmal depolarını imha etti ve arkalarından saldırdı.

Kuzeyde, Rusya sınırındaki bölgelerde, Rus ordusu devlet sınırını korumak için asker bulundurmaya devam ediyor ve Ukrayna birliklerinin sıcak noktalara konuşlanmasını engellemek için çeşitli sabotaj faaliyetlerinde bulunuyor.

Savunma Bakan Yardımcısı Hanna Malyar, teleton konuşmasında Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin Bahmut yönünde istikrarlı bir ilerleme kaydettiğini vurguladı. Ukraynalı birlikler yavaş ama istikrarlı bir şekilde ilerlemeye devam ediyor. Bu bölgedeki ana çatışmalar Klişçiyivka, Kurdyumivka ve Andriivka yakınlarında sürüyor.

2. G20 Liderler Zirvesi ve Ukrayna’nın Sonuç Bildirgesi’ne yönelik görüşü

G20 ülkelerinin liderleri, 9 Eylül’de Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de gerçekleştirdikleri zirvede Ukrayna’daki savaşıyla ilgili ortak bildirge üzerinde uzlaşmaya vardılar. G20 Zirvesi sonunda yayınlanan ortak sonuç bildirgede, “Ukrayna’daki savaşla ilgili olarak, Bali’de yapılan görüşmeyi hatırlatarak, ulusal pozisyonlarımızı ve BM Güvenlik Konseyi ile BM Genel Kurulu’nda kabul edilen kararlarımızı yineledik ve tüm devletlerin BM Şartı’nın amaç ve ilkelerine uygun bir şekilde hareket etmesi gerektiğini bir kez daha vurguladık. BM Şartı uyarınca tüm devletler, herhangi bir devletin toprak bütünlüğüne, egemenliğine veya siyasi bağımsızlığına karşı toprak elde etmek amacıyla güç kullanma tehdidinde bulunmaktan veya güç kullanmaktan kaçınmalıdır” – ifadelerine yer verilde.

Bildirgede, Ukrayna’daki savaşın küresel gıda ve enerji güvenliği, tedarik zincirleri, makro-finansal istikrar ve enflasyon gibi alanlarda olumsuz etkilere ve insanların çektiği acılara dikkat çekildi.

Ukrayna Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Oleg Nikolenko, Facebook’ta paylaştığı ekran görüntüsünde ortak bildirgenin bazı yerlerinin kırmızı ile çizildiğini ve Ukrayna’nın sebepsiz Rus saldırganlığının kurbanı olduğu pozisyonunu yansıtan ifadelerle düzeltildiğini belirtti.

Nikolenko, belgenin Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırganlığını ele alan bölümünden büyük hayal kırıklığı duyduğunu ifade ederek, Ukrayna’nın katılımının durumu daha iyi anlayabileceği görüşünü paylaştı.

Nikolenko ayrıca, sonuç bildirgesindeki bazı ifadeleri düzeltti. Bildirgedeki “Ukrayna’daki savaş” ifadesini “Ukrayna’ya karşı savaş”, “Ukrayna krizi” ifadesini “Rus savaşı” ve “tüm ülkeler BM Şartı’na uygun bir şekilde hareket etmelidir” ifadesini “Rusya BM Şartı’na uygun bir şekilde hareket etmelidir” olarak değiştirmeyi önerdi.

Facebook’ta “Ukrayna tarafının (G20 zirvesine) katılımının, müzakerecilerin durumu daha iyi anlamasını sağlayacağı aşikardır” mesajını paylaştı.

Nikolenko, G20 sonuç bildirgesinin genel metninden duyduğu hayal kırıklığına rağmen, Ukrayna’nın pozisyonunun desteklenmesine katkıda bulunan müttefiklerine teşekkür etti ve “Metne güçlü ifadeler eklemeye çalışan ortaklarımıza minnettarız” dedi.

Önemli olan dünya liderlerinin Ukrayna’yı ele alması ve Ukrayna’da savaş var demeleridir. Daha önce, örneğin, zirvelerde iklim konuları ele alınıyordu. Bu açıklama Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Danışmanı Mıhaylo Podolyak tarafından bir teleton sırasında yapıldı. Podolyak, savaşın başlamasından bu yana 18 ay geçmesine rağmen Ukrayna’daki savaş konusunun hala dünya liderlerinin gündeminde olmasının çok önemli olduğuna inanıyor. Zirvede temsil edilmemesine rağmen Ukrayna, dolaylı olarak da olsa küresel siyasi süreci etkileyen bir rol oynuyor. Bildirgede yer alması gereken hususları şu şekilde sıraladı:

  • Rusya Ukrayna topraklarını derhal terk etmelidir.
  • Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğü yeniden tesis edilmelidir.
  • Tazminat ödemelerini görüşmek üzere müzakere masasına oturulmalıdır.

G20 Zirvesi’nde tüm devletler ( işgalci ülke değil!) BM Şartı’nın amaç ve ilkelerine uygun bir şekilde hareket etmeye çağırıldı ve nükleer silahların kullanımı veya kullanım tehdidinin kabul edilemez olduğu vurgulandı. Rusya ve Ukrayna’ya tahıl, gıda maddeleri ve gübre/girdi sevkiyatının derhal ve engelsiz bir şekilde sağlanması çağrısında bulunuldu. G20 liderleri bunu, başta Afrika olmak üzere az gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan ülkelerdeki ihtiyacı karşılama gereği olarak açıklamaktadır.

3. Rusya’nın Kuzey Kore ile işbirliği ve bunun bölgesel güvenlik bakımından sonuçları

13 Eylül 2023 tarihinde gerçekleşen ve 4 saat süren görüşmenin ardından Kuzey Kore lideri Kim Jong-un, Rusya’ya “tam ve koşulsuz destek” vaadinde bulundu.

Putin, Rusya ve Kuzey Kore’nin ulaşım ve tarım gibi alanlarda “birçok ilginç projesi” olduğunu ifade etti, ancak askeri işbirliği konusuna değinmedi. Bu görüşmeyi gerçekleştirmek için Putin, Rusya’nın Amur bölgesindeki Vostoçnıy Uzay Üssü’nü seçti. Görüşmenin resmi bir açıklama olmadan sona ermesine rağmen, Rus diktatörün Kuzey Koreli mevkidaşından mühimmat istemesi, Putin’in kötüleşen durumu ve artan uluslararası izolasyonu hakkında önemli bir gösterge olarak kabul edilebilir. Sonuçta Ukrayna’nın yıkıcı işgali on dokuzuncu ayına yaklaşıyor. Batı medyası, Vladimir Putin ve Kim Jong-un’un Ukrayna’daki savaş için mühimmat tedarikine ilişkin bir karar alabileceğini öngörüyordu. İkili bu konuyu kameralar önünde açıklamadı, ancak Kuzey Kore lideri “hegemonik güçlere” yönelik “kutsal mücadelede” Putin’i desteklediğini söyledi.

Daha önce ABD, Ukrayna’ya karşı savaşında Rusya’nın ordusuna silah tedarik etmek için Kuzey Kore ile gizli görüşmeler yaptığını iddia etmişti. The New York Times, Putin’in Kuzey Kore’yi Rusya’ya top mermisi ve tanksavar füzesi tedarik etmeye ikna etmeye çalıştığını yazdı. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı bir buçuk yıldır sürdürdüğü savaş, Rusya’nın askeri rezervlerini ciddi ölçüde eritti ve Kuzey Kore’nin sağladığı silahlar bu rezervleri yeniden doldurabilir. Ancak Ukrayna Askeri İstihbarat Servisi Başkanı Kırılo Budanov, Kuzey Kore’nin Rusya’ya bir buçuk ay önce mühimmat tedarik etmeye başladığını belirtti.

Rusya, bu tür askeri işbirliğinden oldukça faydalanmaktadır. Kısa bir süre önce Rusya Savunma Bakanı Sergei Shoigu, Pyongyang’a birkaç günlük bir ziyarette bulundu ve silah tedariki konusu muhtemelen ele alındı. Guardian’a göre Kremlin’in mantığı açık: Kuzey Kore, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı sürdürmek için ihtiyaç duyduğu mühimmatı sağlayabilir ve KDHC, Rusya ile iş birliği yapmak isteyen ülkelerden oluşan bir koalisyonda önemli bir rol oynayabilir. Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Danışmanı Mıhaylo Podolyak, FREEDOM TV kanalına yaptığı açıklamada, Rusya’nın Kuzey Kore’den belirli miktarda mermi, füze ve diğer silahları alabileceğini, ancak bunun Ukrayna’ya yönelik savaşın gidişatını temelden etkilemeyeceğini belirtti. Bu konuda askeri teknoloji tedarikine hazır olan birkaç ülke bulunuyor; ancak maalesef, uluslararası toplumun böyle bir durum karşısında yaptırım gücü bulunmuyor.

Teslimat uluslararası sulara girmeden sadece karasuları üzerinden gemiyle yapılabilir. Ukrayna uzmanları, Rusya’nın Kuzey Kore’den gizlice bazı mühimmatlar aldığına ve bunların bir kısmını Ukrayna’ya yönelik saldırısında kullandığına inanmaktadır.

ABD, Kuzey Kore’nin Rusya’ya silah tedarik etmesi halinde bunun birçok BM Güvenlik Konseyi kararının ihlali anlamına geleceği konusunda Moskova’yı uyardı. Bu bilgi doğrulanırsa, Biden Yönetimi Rusya ve Kuzey Kore’ye karşı ek yaptırımlar uygulamakta tereddüt etmeyecektir. Güney Kore ve Japonya, kararlı bir şekilde karşılık vereceklerini ifade etmektedir. Güney Kore Dışişleri Bakanı Park Jin, Seul’ün Rusya’ya karşı tek taraflı yaptırımlar uygulayabileceğini söyledi.

Savunma Stratejileri Merkezi uzmanı Oleksandr Khara, iki ülke -Kuzey Kore ve Rusya- arasında bir yakınlaşma olursa ve Kuzey Kore Rusya’ya askeri teknoloji ve mal tedarik ederse ve Batı istihbaratı bu konuda bilgiye ulaşırsa, bunun Ukrayna için olumlu bir gelişme olabileceğine inanıyor. Bu durumda Ukrayna’nın ihtiyaç duyduğu tüm ekipman ve mühimmatın Güney Kore’den doğrudan temini ve yardımın engelinin kalkması söz konusu olabilir. “Güney Kore ABD teknolojisini kullanarak büyük ve güçlü bir savunma sanayii geliştirdi. Polonya gibi komşu ülkelerin Güney Kore’den büyük miktarda teçhizat, MLRS ve tank aldığını göz önünde bulundurarak bunun sebepsiz olmadığını söyleyebiliriz” dedi.

4. Boyko Sondaj Kuleleri ve Sivastopol ve Yevpatoriya’ya saldırılar

“Boyko kuleleri” olarak bilinen platformlar, Petro Godovanets ve Ukraina adlı B312 ve B319 numaralı doğal gaz ve petrol sondaj platformlarıdır. Çornomornaftogaz’a ait olan platformlar Karadeniz’de Kırım açıklarında sırasıyla 2010 ve 2012 yıllarında inşa edilmiştir. Platformlar, Ukrayna karasularında, Yılan Adası’nın nispeten yakınında ve Odesa’ya 100 km mesafede bulunuyordu. Ancak, 2014 yılında Kırım’ın işgal edilmesinin ardından Rusya bu sondaj platformlarına el koyarak adlarını Kırım-1 ve Kırım-2 olarak değiştirdi. Aralık 2015’te platformlar işgal altındaki Kırım açıklarındaki Golitsynske sahasına taşındı.

Rusya, sondaj kulelerini ele geçirdikten sonra Karadeniz Filosuna ait gemilerin ve sürekli platformlarda bulunan özel kuvvetlerin koruması altında Ukrayna sahanlığında yasadışı gaz üretimini gerçekleştiriyordu.

2022 yılında Rus birlikleri, ele geçirilen dört platformun her birine askeri amaçlarla, radar ekipmanlarını ve helikopter iniş pistleri konuşlandırdı. Bu platformlar arasında işgalcilerin Kırım ile Odesa arasındaki kuzeybatı Karadeniz’deki yüzey, hava ve su altı alanlarını kontrol etmelerini sağlayan Neva radarları ve hidroakustik sistemler de bulunmaktaydı. Ancak Ukrayna 20 Haziran 2022 tarihinde Rus askeri tesisi olan Boyko kulelerine füze saldırısı düzenledi. 11 Eylül 2023 tarihinde Ukrayna Savunma Bakanlığı Ana İstihbarat Müdürlüğü birimleri, “Petro Godovalets” ve “Ukraina” sondaj platformlarının yanı sıra “Tavrida” ve “Sivaş” dalgıç sondaj platformlarının kontrolünü geri aldıklarını bildirdi. Bu operasyon sırasında Ukrayna Özel Kuvvetleri, güdümsüz uçaksavar füzeleri gibi helikopter mühimmatının yanı sıra Karadeniz’deki gemilerin hareketini takip edebilen Neva radarı gibi bir stok helikopter ele geçirmeyi başardı. Ayrıca, botlardaki Ukrayna Özel Kuvvetleri’nin karşılık vermesi sonucu Rusya’ya ait Su-30 savaş uçağının geri çekilmek zorunda kaldığı ileri sürüldü.

Ukrayna Savunma Bakanlığı İstihbarat Ana Müdürlüğü (GUR), Karadeniz’deki sondaj platformlarını geri alma operasyonunun stratejik öneme sahip olduğunu vurguladı. Çünkü operasyon sayesinde Rusya, Boyko petrol platformlarını askeri amaçlarla kullanma imkanını kaybetti. Özellikle de işgalciler platformlardaki gözlem ekipmanını ve Karadeniz’i tamamen kontrol etme kabiliyetini kaybetti. GUR’den yapılan yazılı açıklamada, “bu başarılı operasyonun Ukrayna’yı Kırım’ın geri alınmasına birkaç adım daha yaklaştırdığını” belirtildi. Kırım’daki Rus hava savunma sistemlerinin Ukrayna tarafından imha edilmesi, Rusya’ya yönelik bir diğer güçlü darbe olarak kayda geçti.

ABD Savaş Araştırmaları Enstitüsü yeni bir raporunda, Ukrayna güçlerinin 14 Eylül 2023 tarihinde işgal altındaki Kırım’da Yevpatoriya yakınlarında bir Rus hava savunma sistemine karşı gerçekleştirdiği saldırının, yarımadadaki Rus hava savunma sistemlerinde sistemik taktiksel hatalar olabileceğini düşündürdüğünü belirtti: “Bu saldırı, Rus güçlerinin füzeleri sistemle engellemeye hazır olmadığını ya da bunu yapamadığını gösteriyor. 23 Ağustos’ta Ukrayna güçlerinin Kırım’da Olenivka köyü yakınlarında (Sivastopol’ün 117 km kuzeybatısında) bir Rus S-400 hava savunma sistemini vurması, Ukrayna’nın son haftalarda bir Rus hava savunma sistemini vurduğu ikinci saldırı oldu ve bu tür taktiksel hataların işgal altındaki Kırım’da Rus hava savunmasıyla ilgili daha geniş bir sistemik sorunu yansıtabileceğini gösterdi.”

İşgal altındaki Kırım’da Yevpatoriya yakınlarında 14 Eylül sabahı erken saatlerde patlamalar meydana geldi. Ukrayna Güvenlik Servisi (SBU) kaynakları Ukrainska Pravda’ya yaptıkları açıklamada, 1,2 milyar dolarlık Rusya’ya ait “Triumph” füze savunma sistemini imha eden “benzersiz özel operasyonun” SBU ve Deniz Kuvvetleri tarafından ortaklaşa gerçekleştirildiğini söyledi.

SBU’dan yapılan açıklamada “Dronlar ve Neptün füzeleri hedef üzerinde etkili bir şekilde çalıştı” ifadesi kullanıldı. Daha sonra Ukrayna Silahlı Kuvvetleri, Yevpatoriya yakınlarındaki bir Rus karadan havaya füze sisteminin bulunduğu yerin vurulduğunu doğruladı. Kısa bir süre önce Ukrayna ordusu, artık 700 kilometreye kadar mesafedeki kara hedeflerine ulaşabilen Neptün gemisavar sistemini uyarladığını bildirdi. Ukrayna Askeri İstihbarat Servisi Başkanı Kırılo Budanov, Ağustos ayında Özgürlük Radyosu’na verdiği bir röportajda, Ukrayna güçlerinin işgal altındaki Kırım’da herhangi bir noktaya ulaşarak düşmanı vurabileceğini söyledi. Budanov’a göre Kırım’ın işgalden kurtarılması için birçok farklı seçenek var, ancak “askeri harekat olmadan bu mümkün değil”.

Ağustos 2022’den bu yana Kırım’da neredeyse her gün patlama sesleri duyuluyor. Rus yetkililer bunu “Ukrayna dronları”nın vurulması, “hava savunma operasyonları” ya da Rus askeri tatbikatları olarak açıklıyor. Ancak Ukrayna ordusu, Ukrayna taktiklerinin ne kadar başarılı olduğunu ve Kırım’daki savunma sistemlerinin ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor.

5. Rusya’nın Güney Kafkasya’daki etki kaybı

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, “Ukrayna’daki askeri operasyon nedeniyle Ermenistan’ın artık güvenlik garantörü olarak Rusya’ya güvenemeyeceğini” söyledi.

Bu hafta İtalyan La Repubblica gazetesine verdiği mülakatta, Ukrayna’daki savaş nedeniyle Rusya’nın kendisinin de silah, cephane ve mühimmata ihtiyacı olduğunu ve bu durumda Moskova’nın istese bile Ermenistan’ın güvenlik ihtiyaçlarını karşılayamayacağının anlaşılabilir olduğunu belirten Paşinyan “Bu örnek bize güvenlik konularında tek bir ortağa bağımlı olmanın stratejik bir hata olduğunu göstermeli” dedi.

Paşinyan’ın Rusya’nın Kafkasya’da bir “polis” rolü oynayamamasına yönelik son derece sert açıklamaları, Kremlin’in bir zamanlar Moskova’nın sahil şeridi olarak gördüğü eski Sovyet cumhuriyetlerindeki etkisini ve övündüğü süper güç statüsünü kaybetmekte olduğu hissini güçlendiriyor.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından bu yana demiryolları, enerji sektörü ve hatta sınırları üzerindeki kontrolünün büyük bir kısmını Rusya’ya devreden 2,8 milyon nüfuslu Ermenistan için bu durum, bir dönüm noktası olabilir.

Artan gerilim, Rusya’nın Ermenistan ile komşusu Azerbaycan arasındaki uzun yıllara dayanan Dağlık Karabağ anlaşmazlığının merkezinde yer aldığı krizi çözme konusundaki sınırlı çabalarına yönelik artan hoşnutsuzluk sonucunda ortaya çıktı. (Rusya, 2020 yılında Ermenistan ve Azerbaycan arasında ölümcül bir çatışma yaşandıktan sonra bölgeye “barışı koruma birlikleri” konuşlandırdı).

Ermenistan, 2020 yılında Azerbaycan’ın Türkiye desteğiyle güçlenen kuvvetlerine karşı 44 gün süren bir savaşa girdiğinde, ateşkes sağlamak için bölgeye Rus barış gücü askerleri gönderildi.

Rusya şu anda Ukrayna’ya karşı tam anlamıyla bir savaşın içinde ve Ermenistan’da Rus askerlerinin Kafkasya’da barışı koruma konusundaki isteklilikleri veya bunu başarıp başaramayacakları konusundaki endişeler artıyor.

Paşinyan, her çatışma durumunda Rusya’yı çağırmanın artık sürdürülemez olduğunu belirtti. Paşinyan sözlerine şöyle devam etti: “Komşularımızla sorun yaşadığımız ve bizi koruması için başkalarını davet etmek zorunda kaldığımız model -bu başkaları kim olursa olsun- çok kırılgan bir modeldir.”

Daha önce Paşinyan, Rusya Federasyonu’nun Güney Kafkasya’daki eylemleri ya da eylemsizliği nedeniyle kendisinden uzaklaştığını söylemişti.

Bildirildiğine göre, Ermenistan yetkililerin güvenliği sağlamak için yalnızca Rusya’ya güvenme kararının yanlış olduğu yönündeki açıklamalarının ardından, ülke Ermeni-Amerikan ortak askeri tatbikatı olan Eagle Partner 2023’e katılacak. Bu tatbikat, 11-20 Eylül tarihleri arasında uluslararası barışı koruma misyonlarına hazırlık amacıyla düzenlenecektir.

Rusya, Kafkasya’da etkisini kaybediyor. Elbette statü kaybıyla birlikte, Rusya, KGAÖ dahil olmak üzere tüm örgütlerde oynadığı kilit rolü de kaybediyor.

You may also like...