Ukrayna Haber Bülteni 16.02.2023

1. Rusya, gerek asker sayısı gerekse savaş araçları açısından çok daha üstün güce sahip olduğu halde sahada yenilebilir. Geniş kapsamlı savaş başladığından bu yana, on iki ay dolmadan, Ukrayna Savunma Kuvvetleri, işgalci güçlerinden yaklaşık 140 000 kişi etkisiz hale getirmiş, 21 000’den fazla askeri teçhizatı imha etmiştir. Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nün (IISS) bilgilerine göre, Rusya Ukrayna’ya karşı sürdürdüğü savaşta, savaştan önce mevcut olan modern T-72B3 ve T-72B3M tank filosunun yaklaşık %50’sini kaybetmiş, seyir füzesi stokunun da büyük kısmını tüketmiştir. Rusya’nın Ukrayna’daki asker kaybına gelince, 10’u general, 50’si albay, 116’sı yarbay, 229’u binbaşı, 324’ü yüzbaşı, 538’i kıdemli teğmen, 277’si teğmen 122’si rütbesi belli olmayan subay olmak üzere toplam 1 402 Rus general ve subayı Ukrayna’da öldürülmüştür.
Rus silahlı kuvvetleri savaştan dolayı artık yıpranmış durumdadır. Britanya Savunma Bakanı Ben Wallace, Rus ordusunun %97’sinin artık Ukrayna’da bulunduğunu söylerken Rusya’nın Ukrayna’daki ilerleme çabalarını, Birinci Dünya Savaşına benzetmiştir. Sözlerine göre Rus ordusu yüksek derecede yıpranmış olduğu için ilerlemesi kilometrelerce değil sayılı metrelerce ölçülebilir.
Ukrayna Silahlı Kuvvetleri başarılı bir şekilde taarruzlara direnmektedir. Ukrayna Tavriya bölgesi Savunma Güçleri’nin Ortak Basın Merkezi başkanı Oleksiy Dmıtraşkivskı, Vuhledar yakınlarındaki çatışmalarda işgalcilere ait 36’sı tank olmak üzere 130 aracın imha edildiğini, Rusya’nın 155. Deniz Piyade Tugayı’nın neredeyse komple yok edildiğini bildirdi.
2. Şu an Rusya Silahlı Kuvvetleri savaş başlayalı en ağır insan ve araç kaybını yaşıyor. Bundan daha büyük insan kaybını ancak savaşın ilk günlerinde görüyorduk. Bunun sebebi, askeri personelinin eğitim ve koordinasyonundaki eksiklikler, mühimmat ve ikmal problemleridir. Litvanya Devlet Başkanı Gitanas Nauseda, “Eskiden Ukrayna’nın AB üyeliğine adaylığı da bir ‘kırmızı çizgi’ ve ‘tabu’ sayılırdı. O dönemi çok iyi hatırlıyorum. Hatta savaş başladığında Almanya, Ukrayna’ya zırhlı yelek ve miğferlerden başka bir şey göndermeyeceğini ilan ettiydi, ancak o ‘kırmızı çizgi’yi de çoktandır geride bıraktık” diye kaydetti. Rusya’nın lideri, muharebe alanında çaresizlik hissettikçe ‘kırmızı çizgilerden’ bahsetmeye başlıyor. Kremlin’in tüm bu ‘kırmızı çizgi’ açıklamaları, bir tek amaca yönelik: Ukrayna’nın uluslararası partnerlerini yıldırmak ve Rusya’nın mağlubiyetini yanaştıracak silahların Ukrayna’ya teslimatını önlemektir. Rusya, savaş araçlarının ve askeri personelinin büyük kısmını artık kaybetmiş ve yakın zamanda çatışmaların önemli derecede tırmanmasını sağlayamayacak duruma gelmiştir. Rusya Silahlı Kuvvetleri, taarruzlarını genelde düzensiz ve kaotik bir şekilde geliştirdikleri için sahada ciddi başarılara ulaşamamıştır. İngiliz istihbaratının bildirdiği üzere, cephedeki gelişmelere bakılacak olursa Rus askeri birlikleri her yönde taarruza geçme emrini almış, fakat hiç birinde büyük taarruzun için yeterince askeri gücü ve araç toplayamamıştır.
3. Beklendiklerinin tersine, dünyada ‘Ukrayna yorgunluğu’ oluşmamış, tam tersine birçok ülkede insanlar Rusya’yı kendi milli güvenliğine bir tehdit olrak gördükleri için savaşın ikinci yılına girerken dünyada Ukrayna’ya destek oranı yüksek seviyede kalmıştır. Bunu yeni kamuoyu araştırmalarının sonuçları da gösteriyor. Ipsos şirketinin 28 ülkede yaptığı kamuoyu yoklaması sonuçlarına göre, ankete katılanların üçte ikisi hala Ukrayna’daki haberleri yakından takip ediyor ve savaşın ilk haftalarına göre aşağı yuları aynı yüksek seviyede desteklerini sürdürüyor. Büyük çoğunluğu, enerji ve gıda fiyatlarının artma risklerine rağmen Rusya’ya uygulanan yaptırımları destekliyor ve hem gaz ve petrol ithalatının devam etmesine, hem de Rusya ile ikili diplomatik ilişkilerinin sürdürülmesine karşı çıkıyor (detaylı bilgi için tıklayınız). Ankete Avrupa Birliği ülkelerinin yanısıra Avustralya, Brezilya, Kanada, İngiltere, ABD, Arjantin, Şili, Kolombiya, Hindistan, Endonezya, Malezya, Meksika, Peru, Singapur, Güney Afrika, Güney Kore, Tayland ve Türkiye vatandaşları katılmıştır. Türkiye vatandaşları arasında %70’nin bir egemen devletin başka bir devlet tarafından işgal edildiğinde desteklenmesi gerektiğini, %64’nün de Ukrayna’da Rusya’ya karşı bir şey yapılmazsa bu etkisizliğin Avrupa’da ve Asya’da yeni askeri faaliyetlerine yol açacağını düşündükleri dikkat çekicidir.
4. Rusya’nın Ukrayna’da sürdürdüğü savaş, Ukrayna halkına karşı bir soykırım niteliğindedir. Rusya Ukraynalı sivilleri kasıtlı olarak öldürmeye devam ediyor. Mariupol şehrinin yer yüzünden silinmesi, Buça’daki katliamları, Dnirpo, Zaporijjia, Harkiv, Mıkolaiyiv ve diğer şehirlerde Rusya’nın toplu füze saldırıları esnasında kritik altyapıyı ve konut evlerini hedef alması, işgal altındaki bölgelerde işkence yerlerinin oluşturulması bunu gösteren birkaç örnektir.
Bunun yanı sıra Rusya, işgal ettiği bölgelerden Ukraynalı çocukları kaçırarak zorla sınır dışı etmeye devam ediyor. Şu an Rusya Federasyonu’nda Ukraynalı çocukların sözde ‘yeniden eğitim alması’ için en az 43 kamp faaliyet gösteriyor. Bu kamplarda tutulan 4 aylık bebeklerden 17 yaşındaki gençlere kadar tüm çocuklara ideolojik ‘beyin yıkama’ teknikleri uygulanıyor. Bazı çocukların doğum belgelerinde isim, soyisim, hatta doğum tarihleri değiştiriliyor. Ayrıca, Ukrayna’daki çocuklar da Rusya’nın saldırılarında öldürülmeye devam ediyor. Sadece resmi istatistiklerine göre, Rusya’nın işgali sonucunda 461 çocuk hayatını yitirmiş, 923’ten fazla çocuk yaralanmıştır.
Sivil altyapıyı vururken Rusya hastane, ana okulu ve doğumevlerini de hedef alıyor. 14 Şubat’ta Rus askeri birlikleri Kherson ilinde iki defa hastane ve medikal tesislerini vurmuş, sonucunda ambülans ekibinin şoförü yaralanmıştır. Sabah saatlerinde Kherson merkezindeki sağlık ocağı hedef alınmasının ardından gündüz Kherson ili Berıslav ilçesinde bulunan acil servis tesisleri de vuruldu. Saldırı sonucunda binalar tahrip edildi, ambülans araçları büyük hasar gördü. Kherson Valiliği, Rus askerilerinin saldırı için özellikle sivillerin kalabalık olduğu yerleri ve saatleri seçtiklerini bildiriyor.
5. Rusya, işgal ettiği Kırım’da Ukrayna mevzuatınca yerli halkı statüsüne sahip olan Kırım Tatarlarına karşı sistematik olarak zulüm ve hak ihlallerini sürdürüyor. Daha önce bir Rus mahkemesi tarafından yargılanan ve hapis cezasına mahkum edilen Kırım Tatar aktivisti Cemil Gafarov Rusya’nın Rostov’a bağlı olan Novoçerkask tutukevinde 60 yaşındayken hayatını kaybetti.
Gafarov’un daha önce şikayet ettiği gibi, sağlık durumunun kötüleşmesine rağmen tutukevi idaresi tıbbi muayene olmasına izin vermiyordu. Avukatları, Gafarov’un bir tutukevinde bulunmasının ölüm riski taşıdığını defalarca uyardıkları halde herhangi bir tedbir alınmamıştır. Aynı zamanda Kırım’daki İmam Raif Fevziev Rus mahkemesince 17 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.
Üstelik, Rusya ilan ettiği askeri seferberliği bahanesiyle işgal altındaki topraklarda Kırım Tatarlarını askerliğe çağırarak onları Ukrayna’ya karşı savaşmak üzere zorla sahaya göndermeye çalışıyor. Bu da birçok kişi tarafından Kırım Tatar halkına karşı yeni bir soykırım girişimi olarak nitelendiriliyor. ‘QırımSOS’ sivil toplumunun verilerine göre, Kırım’da seferberlik kapsamında dağıtılan askere çağrı belgelerinin %90’ı Kırım Tatarlarına veriliyor, halbuki Kırım Tatarları yarımadanın toplam nüfusunun sadece %13’ü – %15’ini teşkil ediyor. Ayrıca Rus işgalci güçleri, bütün seferberlik kurallarını çiğneyerek erkeklerin yaşına, sağlık durumuna ve askeri eğitimini alıp almadığına bakmadan ilk önce Kırım Tatarlarını askerliğe çağrıyor. Bir yandan da kanuna aykırı olan bu seferberlikten kaçınmak üzere Kırım’ı terk etmek isteyenlerin sayısı arttıkça yarımadadan çıkış noktalarındaki kontrol tedbirleri de sıkılaştırılıyor.