Ukrayna Haber Bülteni 10.05.2024

  1. Rusya’nın Avrupa genelindeki sabotaj faaliyetleri

5 Mayıs’ta Financial Times, Rusya’nın Avrupa genelinde bir dizi sabotaj planladığını iddia eden bir makale yayınladı. Haberde, üç Avrupa istihbarat teşkilatının temsilcilerine dayanılarak, kıta genelinde hem doğrudan hem de vekiller aracılığıyla sabotaj riskinin önemli ölçüde arttığı kaydedildi. İstihbarat yetkililerinin bildirdiği tehditler arasında gizli bombalamalar, kundakçılık saldırıları ve altyapıya zarar verme planları yer alıyor. İstihbarat yetkilileri, Rusya’nın sivil kayıp olasılığını pek umursamadan, doğrudan ve vekilleri aracılığıyla Avrupa’da daha aktif bir şekilde bombalama, kundaklama ve altyapıya zarar verme operasyonları hazırlamaya başladığını bildiriyor.

Üst düzey bir Avrupalı ​​yetkili, NATO güvenlik servisleri aracılığıyla koordineli ve geniş çaplı “net ve ikna edici Rus kötüye kullanımları” hakkında bilgilerin aktarıldığını söyledi. Görüşüne göre, Avrupa toprakları için Rus saldırganlık tehdidine karşı farkındalığı artırma ve odaklanma zamanı geldi.

Rusya’nın rakiplerine fiziksel olarak zarar verme niyetine ilişkin artan endişeler, Rusya’ya yönelik bir dizi dezenformasyon kampanyası ve bilgisayar korsanlığı saldırısı suçlamasının ardından geldi.

Almanya, geçtiğimiz günlerde Kremlin’i 2023 yılında Şansölye Olaf Scholz’un Sosyal Demokrat Partisi’ne yapılan hacker saldırısının sonuçlarıyla tehdit etti.

Çek Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanı, geçtiğimiz ay FT’ye verdiği demeçte, Rusya’nın Çek demiryollarındaki sinyalizasyon sistemlerini tahrip etmeye çalıştığını belirtti.

Kremlin ajanlarının karıştığı bir dizi olayın ardından RF’den gelen tehdidin arttığına dair uyarılar ortaya çıktı. Özellikle kısa bir süre önce, Bavyera’da ülkenin askeri ve lojistik tesislerine saldırı planladıkları şüphesiyle iki kişi tutuklandı.

Nisan ayının sonunda Büyük Britanya’da iki adam, Ukrayna’ya yardım kargolarının bulunduğu bir depoyu ateşe vermekle suçlandı. İngiliz savcılığı, onları Rus hükümeti lehine çalışmakla suçluyor.

Ülkenin İç Güvenlik Servisi, Estonya’da Rus özel servislerinin Şubat ayında İçişleri Bakanı ve gazetecilerin arabasına saldırdığını bildirdi.

Fransa Savunma Bakanlığı, Rusya tarafından askeri birliklere yönelik olası sabotaj saldırıları bu yıl düzenlenebileceği uyarısında bulundu.

Üç farklı Avrupa ülkesinin değerlendirmelerine göre, Kremlin ajanlarının bu tür operasyonlarla ilgili uzun bir geçmişi olmasına ve son yıllarda Avrupa’da zaman zaman sabotajlar düzenlemesine rağmen, giderek daha agresif ve koordineli planlar yapıldığına dair kanıtlar mevcuttur.

İstihbarat yetkilileri, teyakkuzu arttırmak amacıyla potansiyel tehdide giderek daha fazla işaret ediyor.

Ukrayna istihbarat servisi, Financial Times’ın Kremlin’in Avrupa’da aktif olarak sabotaja hazırlandığını iddia eden makalesini yorumladı. Ukrayna Savunma Bakanlığı Ana İstihbarat Müdürlüğü temsilcisi Andriy Yusov, “Medyada çıkan haberler hakkında yorum yapmanın uygun olduğunu düşünmüyorum, ancak şunu söyleyebilirim ki Rus özel servisleri kendi ağlarını kurmaya devam ediyor, yurtdışında aktif olarak bulunmaya devam ediyorlar, bunu yapmayı sürdürüyorlar.” dedi.

Ayrıca, bu faaliyetin amacının Avrupa-Atlantik topluluğundaki ve bazı ülkelerdeki durumu istikrarsızlaştırmak, bu devletlerin hükümetlerini etkilemek, Ukrayna’yı kötülemek, Ukrayna yanlısı koalisyonu zayıflatmak ve “genel olarak tüm özgür demokratik dünyayı güçsüz hale getirmek” olduğunu belirtti.

  1. Putin’in yemin töreni

15-17 Mart tarihlerinde Rusya’da hiçbir muhalif siyasetçinin katılmadığı sözde “başkanlık seçimi” yapıldı. Rusya Merkez Seçim Komisyonu 18 Mart’ta protokollerin %100’ünü “saydığını” ve Putin’in oyların %87.28’ini kazandığını açıkladı. Ukrayna, Rusya Devlet Başkanı’nın meşruiyetini tanımıyor. Bu açıklama, Ukrayna Dışişleri Bakanlığı tarafından yapıldı.

Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, “Rus yetkililer tüm dünyaya ve vatandaşlarına, Rusya’yı saldırgan bir devlete ve iktidardaki rejimi diktatörlüğe dönüştüren bu adamın neredeyse ömür boyu iktidarda kalmasının meşru olduğu illüzyonunu yaratmaya çalışıyor. Putin’in nükleer bir devletin başında kalmaya devam etmesi sadece Ukrayna için değil, tüm insanlık için varoluşsal bir tehdittir. Bu nedenle, Rusya’daki sözde seçimlerin sonuçlarını ve Rus diktatörün yönetiminin meşruiyetini tanımamaya, tüm devletleri, uluslararası kuruluşları ve kamuoyunu çağırıyoruz.” açıklamasını yaptı.

Reuters, 20 AB üyesi ülkenin Putin’in “yemin törenini” boykot edeceğini, ancak diğer yedi ülkenin temsilcilerinin katılacağını bildirdi. Özellikle Fransa, Macaristan ve Slovakya’dan diplomatların etkinliğe bizzat katılacağı bildirildi.

Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek temsilcisi Josep Borrell, AB ülkelerine Putin’in “yemin töreni”ne temsilci göndermemelerini tavsiye ettiğini belirtti.

  1. Stoltenberg’in Kyiv’e ziyareti

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, 29 Nisan Pazartesi günü Kyiv’e sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi.

NATO Genel Sekreteri, Ukrayna ziyareti sırasında Devlet Başkanı Volodımır Zelenski ile ortak bir basın toplantısı düzenledi. Bu, Stoltenberg’in Rusya’nın Ukrayna’yı geniş çaplı işgalinden bu yana gerçekleştirdiği üçüncü ziyaretidir.

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, X sosyal ağında “Kyiv’i tekrar ziyaret etmek ve Başkan Zelenski ile görüşmek önemli. Durum zor, ancak Ukrayna’nın galip gelmesi için çok geç değil ve daha fazla destek yolda. NATO da uzun vadede Ukrayna’yı İttifak’a geri dönülmez bir yola sokmak için adım atıyor.” diye yazdı.

Stoltenberg ayrıca Rusların “önemsiz toprak kazanımları için yüksek bir bedel” ödediğini ve Ukrayna’nın hala durumu değiştirebileceğini vurguladı.

Zelenski, Stoltenberg ile yaptığı görüşmede savaş alanındaki durumu, Ukrayna’nın yapabileceklerini ve ortaklarının onu destekleme kapasitelerini ayrıntılı olarak ele aldıklarını açıkladı. Zelenski, “Bugün Rus ordusu, başta ABD olmak üzere ortaklarımızdan silah sevkiyatı beklediğimiz durumdan faydalanmaya çalışıyor (…) Rus ordusu yeni saldırı eylemlerine hazırlanıyor.” dedi.

Görüşmede özellikle, Ukrayna savunmasına mali destek sağlamak üzere beş yıllık bir süre için 100 milyar Euro değerinde özel bir fon oluşturulması girişimi ele alındı. “Müttefikler böyle bir girişimi hayata geçirme gücüne sahipler. Ayrıntılar bizim için çok önemli. Bu girişim, ikili güvenlik garantileri anlaşmalarımızdaki hacmi azaltmamalı.” şeklinde konuştu.

Ayrıca Temmuz ayında Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılacak olan NATO zirvesinin hazırlıkları da görüşüldü.

  1. Cameron’ın Kyiv ziyareti

İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron, Kyiv ziyareti sırasında, Ukrayna ile iki ülke arasındaki ilişkilerin tüm yelpazesinde daha güçlü bağlar kuracak yeni bir anlaşma olan 100 yıllık ortaklık müzakerelerini başlattı.

Diplomatik misyon, bunun iki ülke arasındaki ilişkileri derinleştirmek için tamamen yeni bir anlaşma olduğunu belirtti.

İngiltere Büyükelçiliği’nin Facebook üzerinden yaptığı açıklamasında, “Sayın Bakan, Ukrayna ile 100 yıllık bir ortaklık için müzakerelere başladı. Bu anlaşma, ticaretten güvenlik ve savunmaya, bilim ve teknolojiden eğitime, kültüre ve daha pek çok alana kadar her türlü ilişkiye daha güçlü bağlar kuracak yeni bir anlaşmadır.” ifadeleri yer aldı.

Cameron, ziyaret ve Zelenski ile yaptığı görüşmede, Rus füze saldırılarından zarar gören enerji altyapısının onarılması için 20 milyon poundluk acil durum fonu da dahil olmak üzere İngiliz hükümetinin Ukrayna’ya 36 milyon pound sağlayacağını doğruladı. Ayrıca İngiltere’nin düzenlediği yenilikçi projelere yönelik Innovate Ukrayna yarışmasını kazananlara 16 milyon pound tahsis edilecek.

Büyükelçilik, özellikle İngiltere Dışişleri Bakanı’nın şu sözlerine yer veriyor: “Ukrayna’nın kazanması için ihtiyaç duyduğu şeylere sahip olmasını sağlamak üzere hepimizin daha fazla çaba sarf etmesi gerekiyor”

Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nin açıklamasına göre, görüşme sırasında İtalya’daki Yedi Grup Zirvesi, İsviçre’deki açılış Barış Zirvesi, Washington’daki NATO Zirvesi ve İngiltere’deki Avrupa Siyasi Topluluğu’nun dördüncü zirvesi gibi yaklaşan uluslararası etkinliklerin hazırlıklarına büyük önem verildi.

  1. Borrell’in açıklamaları

Batı’dan silah tedariki olmadan Ukrayna iki hafta içinde teslim olmak zorunda kalabilir. Ancak Avrupa savaşın bu şekilde bitmesini istemiyor. Avrupalıların bunu bir risk olarak net bir şekilde anlamaları ve algılamaları gerekiyor.

Bu görüş, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell tarafından 3 Mayıs’ta Oxford Üniversitesi’nde yapılan bir konuşmada dile getirildi.

Öğrencilere Avrupa toplumunun neden Ukrayna’nın yanında durması gerektiğini ve askeri silah tedarikini asla durdurmaması gerektiğini açıkladı.

Avrupa Diplomasi Başkanı, Rusya’yı Avrupa’nın varlığı için en önemli tehdit olarak nitelendirdi. Rus birliklerinin ülkelerine saldırması halinde Avrupalıların ne yapacağını sordu.

“Genç Avrupalıların Kyiv için savaşmaya hazır olduğunu düşünmüyorum. Ancak, işgalci bir güce karşı direnmek için gereken ordumuza katılmaya hazır olacak mısınız?” dedi ve bu sorunun zamanının geldiğini belirtti.

Ayrıca Josep Borrell, Avrupa’nın 70 yıl barış içinde yaşamasını sağlayan sistemin artık doğru bir şekilde işlemediğini söyledi. Vladimir Putin liderliğindeki Rusya, Avrupa için en büyük tehdittir ve Avrupalılar, Ukrayna’nın savaşı kaybetmesi halinde Rus birliklerinin Polonya sınırında olacağını bilmelidir.

Soğuk Savaş sonrası uluslararası sistemin artık geçerli olmadığını belirtti. ABD hegemonya statüsünü kaybetti ve İkinci Dünya Savaşı’nın ardından kurulan çok taraflı düzen temellerini kaybediyor. Borrell, bu koşullar altında bugün var olan Avrupa’nın var olmayabileceğini düşünüyor. Bunun olmasını önlemek için Avrupalılar şimdi harekete geçmelidir.

Borrell, Putin liderliğindeki Rusya’nın emperyalist bir dünya anlayışına geri döndüğünü belirtti. Avrupa Diplomasi Başkanı, Kremlin’in şimdiki sahibinin, Sovyet ve Çarlık dönemlerinin emperyal Rusya’sını, eski büyüklüğü ve etkisi hakkındaki kendi hayalleri aracılığıyla yeniden canlandırdığını savunuyor.

“2008’de Gürcistan’dı. 2014’te Kırım’dı. Putin’in kontrolü altında Rusya’nın geçirdiği evrimi görmedik ve görmek de istemedik. Her ne kadar Putin 2007 yılında Münih Güvenlik Konferansı’nda bizi bu konuda uyarmış olsa da. Putin’in 2007 yılında Münih Güvenlik Konferansı sırasında söylediklerini yeniden okumak önemli. Bu, maalesef o zaman kimsenin duymak ya da anlamak istemediği bir şeydi.” diye konuştu.

Avrupa’nın 70 yıl barış içinde yaşamasını sağlayan karşılıklı işbirliği ve ekonomik bağımlılığın, Rusya ve Çin söz konusu olduğunda olumlu değişikliklere yol açmadığını ifade etti. Borrell, Rusya’nın otoriterleşmesi durumunda bu varoluşun fosil yakıtlara bağımlılığa dönüştüğünü belirtti. Daha sonra bu bağımlılık Rusya tarafından bir silaha dönüştürüldü.

Borrell, giderek daha fazla Avrupalı liderin Rusya’nın yarattığı tehdidin farkında olduğuna inanıyor. Ancak, AB içinde herkes bu görüşe katılmıyor.

Avrupa Diplomasi Başkanı, “Avrupa Birliği çoğunluğun oyuyla yönetilir. Viktor Orban’ın (Macaristan Başbakanı) Ukrayna’ya yönelik son yardım paketimizi geciktirerek kanıtladığı gibi, bir oy veto için yeterli olduğunda Rusya’ya yönelik politikamız her zaman risk altındadır. Aynı zamanda, ABD’de siyasi kutuplaşma askeri yardım paketini altı ay geciktirdi. Bir savaş sırasında altı ay uzun bir süredir. Savaşta zafer ile yenilgi farkını bu yaratabilir.” diye ekledi.

Josep Borrell, AB Dış İlişkiler Bakanları Toplantısı öncesinde Avrupa Birliği’nin Ukrayna’yı destekleme çabalarını arttırması gerektiğini belirtti. Aynı zamanda, Avrupa Birliği’nin sadece bakanlar toplantısı gününde değil, her gün Ukrayna’ya yardımı arttırmak için çalıştığını söyledi. Mevcut durum analiz ediliyor, ihtiyaçlar değerlendiriliyor, üye devletlerle temasa geçiliyor ve gerekli tüm talepler yerine getiriliyor. Borrell, üye devletlerin Ukrayna’nın ihtiyaçlarına cevap vermek için neler yapabileceklerini düşünme gününün geldiğini vurguladı.

Borrell ayrıca, Rusya Federasyonu’nun dondurulan varlıklarından elde edilen gelirin %90’ının, diğer faaliyetlerinin yanı sıra Ukrayna için silah ve mühimmat satın alan Avrupa Barış Fonu’na aktarılması gerektiğini savunuyor. Ukrayna’nın kendini savunmak ve halkını Rus saldırganlığından, Rus füzelerinden, İHA’larından, güdümlü bombalarından ve sürekli saldırılarından korumak için acilen silah ve mühimmata ihtiyacı olduğunu belirtti.

You may also like...