Ukrayna Haber Bülteni 08.12.2023

1. Ukrayna, ortaklarından alınan yardım olmadan daha ne kadar süre dayanabilir ve uzlaşmaya hazır mı?

Ukrayna, önümüzdeki yılda 41 milyar dolar tutarındaki finansal desteğin devam edeceğini bekliyor. Bu destek, IMF programını da içeriyor; ayrıca ülke, Avrupa Birliği’nden yardım almayı umuyor ve dört yıllık bir programın başlatması üzere müzakerelere devam ediyor. Amerika Birleşik Devletleri’nden de yardım almayı umuyor. Ukrayna Maliye Bakanı Sergiy Marçenko, bu konuya dair bir basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

Financial Times’a göre, AB’de bütçe konusundaki anlaşmazlıklar, 14-15 Aralık’taki zirvede kararlaştırılacak olan dört yıllık yardım programını tehlikeye atabilir; bu programın kapsamında Ukrayna’ya 50 milyar Euro’nun sağlanması risk altında.

Ukrayna, ABD ve Avrupa tarafından sağlanan yardım paketlerine ilişkin belirsizlik nedeniyle ülkenin “makro-finansal istikrarını” tehlikede olduğunu bildirdi. AB’nin önerdiği 50 milyar Euro tutarındaki destek, Kyiv’in 2027 yılına kadar ödeme gücünü sürdürmesini hedefliyor.

Countries delivering military aid to Ukraine

Hükümet, yardım sağlanması konusunda ihtiyatlı bir tutum sergiliyor. Ukrayna Başbakanı Denis Şmıgal, “Aralık ayında ortaklarımızdan güçlü ve öngörülebilir desteklerini bir kez daha görmeyi umuyoruz. Ukraynalı askerler cephede düşmanla mücadele ederken, devletimizin de cephe gerisini güçlendirecek kaynaklara sahip olmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu.

Kasım ayında, Ukrayna Yüksek Şurası 2024 devlet bütçesi taslağını onayladı. Bütçenin onaylanmasıyla ilgili olarak Başbakan Şmıgal, “kaynakların tamamının düşmana karşı koymak ve onu yenmek için” kullanılacağını belirtti. Şmıgal’a göre, bütçenin yaklaşık %50’si Ukrayna’nın savunması ve güvenliği için ayrılacaktır.

Amerikan Kamuoyu Araştırma Enstitüsü (Gallup), 9 Ekim’de Ukrayna sakinleri arasında savaş ve çeşitli siyasi konulara ilişkin yaptığı anketin sonuçlarını açıkladı. Rapora göre, Ukraynalıların büyük çoğunluğu savaşı kazanmanın Rusya’nın 2014’te Kırım’ı ilhak etmesinden bu yana kontrol altına aldığı tüm toprakları geri vermesi anlamına geldiği konusunda hemfikir. Ancak her geçen gün daha fazla Ukraynalı, Kyiv’in savaşı sona erdirmek için müzakere edebileceğini umuyor. Bu görüşler özellikle çatışmaların en yoğun yaşandığı güney ve doğu bölgelerinde, cephe hattına yakın yerlerde ağırlık kazanmaktadır. Güney bölgesinde yaşayanların %41’i, doğu bölgesinde ise %31’i savaşın sona ermesine yardımcı olacak müzakereleri destekliyor.

Ukraynalıların %80’i mevcut durumda Ukrayna’da barışın sağlanması için hiçbir toprak tavizinin kabul edilemez olduğunu düşünüyor. Bu görüş, Kyiv Uluslararası Sosyoloji Enstitüsü (KIIS) tarafından yapılan araştırmaya dayanan bir raporda belirtilmektedir.

2. Lavrov’un Moldova’nın sıradaki hedefi olduğuna dair ifadeleri

AGİT bakanlar toplantısında, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Kremlin ile Batı arasındaki anlaşmazlıktan zarar görecek bir sonraki ülkenin Moldova olacağını ifade etti. Lavrov’a göre, 20 yıl önce Batı, Moskova’nın Transdinyester sorununu çözme planlarını engellemişti. Ayrıca, Lavrov Batı’nın şu anda krizin çözümünde kullanılan 5+2 formatını “öldürdüğünü” iddia etti.

Moldova Dışişleri Bakanlığı, Lavrov’un tehditlerine gereken cevabı verdi. Moldova Dışişleri Bakanı Danışmanı Igor Zaharov, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Rusya’nın Ukrayna’yı vahşice işgalinin başlangıcından bu yana Moldova, Rusya’nın bize karşı başlattığı istikrarsızlaştırma girişimlerinin tüm cephaneliğini gördü. Rusya’nın hem bugün hem de daha önce yaptığı açıklamalar, geçtiğimiz 30 yıl boyunca ülkemize karşı gerçekleştirmeye çalıştığı düşmanca hareketlerin bir parçası. Neyse ki bu süre zarfında Batılı ortak ülkeler yanımızda durarak bu tehditleri aşmamıza yardımcı oldular. Rus birliklerinin topraklarımızdan derhal ve koşulsuz olarak çekilmesini ısrarla talep ediyoruz.”

Lavrov bu tür açıklamaları ilk kez yapmıyor. Bu yılın başlarında, Şubat ayında Lavrov’a Ukrayna’dan sonra Rusya’nın bir sonraki hedefinin hangi ülke olacağı sorulmuştu. Moldova’nın “hedef” olacağını açıkça ifade etmese de Rus diplomasi şefi, Cumhurbaşkanı Maia Sandu’nun Moldova’da iktidarı yasadışı bir şekilde ele geçirdiğinden ve Batı yönlü bir yol izlediğinden bahsetmeye başladı. Aynı zamanda Maia Sandu, Ukrayna ordusunun Rus saldırganlığına karşı kahramanca direnişiyle sadece Ukrayna’yı değil, Moldova’yı da kurtardığı görüşünü dile getirdi. Eğer böyle bir mücadele verilmeseydi, Rusya’nın Moldova’yı da işgal edebileceğine inandığını belirtti.

Savaş Araştırmaları Enstitüsü, Lavrov’un açıklamasının boşuna yapılmadığını vurguladı. Kremlin, dünyanın dikkatini Ukrayna’daki savaştan başka yönlere çekmek amacıyla Moldova’yı içten istikrarsızlaştırmaya çalışıyor. Rus yetkililer, Moldova üzerinde önemli bir kontrole sahip olduklarına inanıyorlardı, ancak bu düşünce yanlış çıktı. Maia Sandu, Ukrayna’ya tam destek verdiklerini açıkladı ve bu durumun açıkça Rusya’nın hoşuna gitmediğini ifade etti.

3. Rusya’nın Finlandiya sınırındaki provokasyonları

Kasım 2023’ün başlarında, Rus yetkililerin AB’nin istikrarını bozmak için Finlandiya sınırında Orta Doğu ve Afrika’dan gelen mültecilerle provokasyonlar yaratmayı amaçladığı rapor edildi. Bu nedenle Finlandiya, 30 Kasım – 13 Aralık tarihleri arasında Rusya ile olan sınırını tamamen kapatma kararı aldı. Finlandiya Başbakanı Pettri Orpo’ya göre, sınırın kapatılması geçici bir önlem olup güvenlik durumundan kaynaklanmaktadır. Finlandiya, bu adımla Rusya’nın hibrid etki girişimlerini kontrol altına almayı hedefliyor.

Polonya Sınır Muhafızları sözcüsü, Finlandiya ile Polonya sınırındaki krizin tamamen Rusya’nın sorumluluğunda olduğunu belirtti. Çünkü Rusya Federasyonu, yeni göçmen gruplarını Polonya ve Finlandiya sınırına doğru yönlendiriyor. Kasım ayında, kimlik kartlarının “kaybolduğunu” iddia eden yaklaşık 500 genç erkeğin eksik belgelerle ülke sınırına geldiği bildirildi. Finlandiya İstihbarat Servisi’ne göre, bu kişiler Rus FSB özel servisleri tarafından aktif olarak görevlendirilmekte, daha sonra kendilerine ulaşım araçları sağlanmakta ve Finlandiya’daki kontrol noktalarına yönlendirilmektedirler.

Avrupa ülkeleri, Finlandiya’nın Rusya ile doğu sınırındaki kontrol noktalarını kapatma kararını destekledi. Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, göçmen sayısındaki artış nedeniyle Finlandiya’nın bu adımını onayladı. Michel, Rusya’nın çaresiz göçmenleri kendi amaçları doğrultusunda kullanma girişimlerine karşı gereken cevabın verileceğini vurguladı.

Finlandiya’nın bu tutumu, 1939 Fin-Rus savaşında SSCB’nin Finlandiya’yı işgal ettiği tarihsel deneyimle açıklanıyor. Finlandiya, Rusya’nın bu tür eylemlerinin niteliğini çok iyi anlıyor. Bu nedenle, 1939 senaryosunun tekrarlanmaması için NATO’ya katıldı ve şimdi de Rusya ile sınırını kapatıyor.

Daha önce Amerikan Savaş Araştırmaları Enstitüsü (ISW), Rusya’nın Finlandiya sınırında yapay bir göç krizi yaratmak için hibrit savaş taktiklerini kullandığını ve bu taktiklerin NATO’yu istikrarsızlaştırmayı amaçladığını belirtmişti. Kremlin’in, NATO’nun Rusya sınırlarına yakın ülkelerini istikrarsızlaştırmak ve AB ile tüm dünyanın dikkatini Ukrayna’daki savaştan uzaklaştırmak için enformasyon alanında gerekli koşulları yaratmaya çalıştığı kaydedildi.

4. Rusya’nın uluslararası örgütlerden ihraç edilmesi

Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmıtro Kuleba, Rusya’nın bir ay içinde birçok uluslararası örgütten ihraç edilmesini, saldırgan ülkenin diplomasisi için “kara Kasım” olarak nitelendirdi. Bu haber, RBK-Ukrayna kanalı tarafından, Bakan’ın United News’in ulusal teleton yayınında yaptığı yoruma atıfta bulunularak aktarıldı.

Kuleba, Rusya’nın sonbaharda dört örgütün yönetim organlarına seçilemediğini hatırlattı. Söz konusu örgütler şunlardır:

  • Uluslararası Denizcilik Örgütü,
  • UNESCO,
  • Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW),
  • Uluslararası Adalet Divanı’na da Rus yargıçlar seçilmedi.

Ayrıca Kuleba, Sovyet döneminden bu yana Rusya’nın başına böyle bir durumun ilk defa geldiğini özellikle vurguladı.

Daha önce, Birleşmiş Milletler’in kendisini Rusya Federasyonu’nun “kötü niyetli etkisinden arındırmaya” başladığı bildirilmişti. BM tarihinde ilk kez Rusya’nın temsilcileri Uluslararası Adalet Divanı’na üye olarak seçilmedi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodımır Zelenski, bu konuyla ilgili açıklamayı Twitter hesabından yaptı.

Ukrayna Devlet Başkanı, Rusya’nın UNESCO Yürütme Kurulu’ndan ilk kez ihraç edildiğini açıkladı ve bu durumu “Rus etkisi döneminin sona erdiği” şeklinde ifade etti. Ukrayna tarafı, daha önce de Rusya’nın Yürütme Kurulu’ndan çıkarılması için defalarca UNESCO’ya çağrıda bulunmuştu. Ukrayna Yüksek Şurası, Rus işgalcilerin Ukrayna’daki kültürel miras alanlarını tahrip ettiğini belirterek, Mayıs 2022 ve Temmuz 2023’te iki kez böyle bir talepte bulundu.

Uluslararası Denizcilik Örgütü Meclisi, 2024-2025 dönemi için Rusya’nın bulunmadığı yeni bir Konsey bileşimini seçti. Bu önemli gelişme, Ukrayna Devlet Başkanı Volodımır Zelenski tarafından X sosyal ağındaki paylaşımında duyuruldu. Zelenski, Uluslararası Denizcilik Örgütü üyelerine bu karar için teşekkürlerini iletti. Uluslararası Denizcilik Örgütü, uluslararası ticari denizcilikle ilgili teknik konularda işbirliği ve bilgi alışverişi için bir platform olarak hizmet veren özel bir BM kuruluşudur.

Ayrıca, Rusya Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) Yürütme Konseyi’ne de bugüne kadar ilk kez seçilemedi. Zelenski, OPCW’nin çok saygın bir uluslararası örgüt olduğunu ve teröristlerin bu örgütte yerinin olmadığını vurguladı. Aynı zamanda OPCW’ye 2024-2026 dönemi için Ukrayna, Polonya ve Litvanya üyelerinin seçildiği belirtildi.

Rusya’nın BM İnsan Hakları Konseyi’ne daimi üye olarak seçilmediği bildirildi. Bunun yerine, Rusya’nın Konsey’de yer almak için rekabet ettiği Arnavutluk ve Bulgaristan seçildi. Karar BM Genel Kurulu’nda alındı.

İlkbaharda, Rusya’nın üç BM organına seçilmeyi kaybettiği duyuruldu. BM Ekonomik ve Sosyal Konseyi’nde (ECOSOC) yapılan oylamada Rusya, Romanya’ya karşı yenilgiye uğradı ve Kadının Statüsü Komisyonu’nda yer alamadı. Saldırgan ülke ayrıca Estonya’ya karşı kaybetti ve BM Çocuk Ajansı UNICEF’in Yönetim Kurulu üyesi olamadı. Ayrıca Rusya, Suç Önleme ve Ceza Adaleti Komisyonu üyeliği için yapılan gizli oylamada Ermenistan ve Çek Cumhuriyetine yenildi. Rusya, ECOSOC bünyesindeki 14 komisyon, konsey ve uzman grubundan ikisi olan Sosyal Kalkınma Komisyonu ve Uluslararası Muhasebe ve Raporlama Standartları Hükümetlerarası Uzmanlar Çalışma Grubu’na oy birliği ile seçildi.

ABD’nin BM Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield’e göre, ECOSOC üyesi 54 ülke, Rusya’ya “hiçbir ülkenin BM Tüzüğünü açıkça ihlal ettiği halde önemli BM organlarında görev almaması gerektiği” yönünde “açık bir mesaj” gönderdi.

You may also like...