Ukrayna Haber Bülteni 28.03.2023
1) Batılı ülkeler, savaşın başlangıcından bu yana Ukrayna’ya milyarlarca dolarlık askeri destek sağladı ve sağlamaya da devam ediyorlar. Batılı müttefikleri Ukrayna’ya çeşitli silahlar, bombaatarlar, küçük silahlar, tank mühimmatları, güdümlü tanksavar füzeleri ve taktik İHA sistemleri sevk etti. Özellikle, Joe Biden yönetimi bu yılın başından itibaren birkaç güvenlik yardım paketini duyurdu: 6 Ocak 2023 tarihinde – 3.75 milyar dolar değerinde bir askeri yardım paketi, 20 Ocak’ta – en büyüklerinden biri olan 2.5 milyar dolar değerindeki savunma yardım paketi, 3 Şubat’ta – paketin toplam değeri 2.2 milyar dolar, 20 Şubat’ta – 460 milyon dolarlık yeni bir yardım paketi ve 3 Mart’ta – 400 milyon dolar değerinde güvenlik ve savunma paketi.
Ayrıca Ukrayna’nın yakın zamanda müttefik ülkelerden Bradley zırhlı muharabe araçları, Patriot füze savunma sistemleri, AMX-10RC ağır zırhlı araçlar, çok amaçlı Bastion ZPT, Leopard 2 ve Challenger 2 tankları, Archer mobil topçu sistemleri, Caesar topçu bataryaları, Paladin 155 mm’lik kendinden tahrikli obüsler, Hawk hava savunma sistemleri ve Stinger taşınabilir hava savunma güdümlü füze sistemleri alması da bekleniyor.
İngiltere gibi ülkeler de potansiyel olarak 10 adet Challenger2 tankı göndermeyi düşünüyor. İsrail ise Ukrayna’ya füzelerin ve IHA’ların yönünü doğru bir şekilde hesaplayabilen Demir Kubbe hava savunma sistemi sağlama sözü verdi.
Ukrayna Savunma Bakanlığı’na göre, savaşın başladığı 24 Şubat 2022 tarihinden bu yana, Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine silah yardımı:
ABD: Javelin tanksavar füzesi, Stinger insan tarafından taşınabilir hava savunma sistemi, Switchblade taktik insansız hava aracı sistemi, 155 mm’lik obüs, Phoenix Ghost taktik insansız hava sistemi, HIMARS rampası, Sea Sparrow uçaksavar füzesi.
Polonya: PERUN insan tarafından taşınabilir hava savunma sistemi, T-72M/M1 tankı, BM-21 GRAD çok namlulu roketatar sistemi.
İngiltere: NLAW anti-tank sistemi, Starstreak ve LMM Marlet mobil füzesi, Stormer HVM ağır hızlı füzesi, Brimstone füzesi.
Almanya: FlakPz Gepard kundağı motorlu uçaksavar silah sistemi, Dachs zırhlı istihkam aracı.
Fransa: CAESAR 155mm kundağı motorlu topçu silah sistemi, MILAN tanksavar güdümlü füze sistemi.
Hollanda: kendinden tahrikli obüs PzH 2000 (155 mm kalibre).
Slovakya: S-300 savunma sistemi, 155 mm Zuzana 2 kundağı motorlu öbüsü.
Çekya: DANA ve DANA M kundağı motorlu topçu sistemi, RM-70 Vampire çoklu roketatar sistemi.
Norveç: Mistral insan tarafından taşınabilir hava savunma sistemi.
Italya: FH70 çekili obüsü.
2) Ulusal Güvenlik, Savunma ve İstihbarat Komitesi’nin Sekreteri Roman Kostenko, zayıflatılmış uranyum mermilerinin yüksek delme kapasitesine sahip bir mühimmat türü olduğunu ve çekirdeğinin oldukça sağlam olduğunu belirtti. Ayrıca, zayıflatılmış uranyumun herhangi bir radyasyon veya tehdit içermediğini vurguladı. Rus propagandasının ise zayıflatılmış uranyumun nükleer tehdit oluşturduğu iddiasını kendi nükleer tehditlerini meşrulaştırmak için kullandığını öne sürdü. Ek olarak, “Bilgi Direnişi” isimli projede görevli askeri ve siyasi yorumcu Oleksandr Kovalenko, uranyum hakkındaki düşüncesini doğruladı ve bu mermilerin doğrudan nükleer silah olmadığını belirtti. Bu genel olarak kabul edilen bir silah türü, yani geleneksel, yaygın bir silahtır. SSCB döneminde, çok sayıda zayıflatılmış uranyum çekirdekli topçu ve tank mühimmatı üretilmiştir. Bugün ise Ruslar bu mermileri kendileri üretiyor ve kullanıyorlar. Özellikle 125mm “Svınets” serisi zırh delici alt kalibre mermiler, zayıflatılmış uranyum çekirdekli 3BM59 mermisi içermektedir.
İlk olarak, zayıflatılmış uranyum çekirdekli alt kalibreli mermiler egzotik bir silah değil, dünya çapında pek çok ordu tarafından zırhlı araçlarla mücadelede kullanılan en etkili mühimmatlardan biridir. Zayıflatılmış uranyumlu mermiler Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Almanya, İsrail, Fransa ve Rusya’da kullanılmaktadır. SSCB ve Rusya’da bu tür mermiler, T-80 tanklarının 2A46M-4 toplarında ve T-90A ve T-90M tanklarının 2A46M-5 toplarında 1980’lerden beri kullanılmaktadır. Son yıllarda, Rus Silahlı Kuvvetleri uranyum çekirdekli 3BM59 “Svınets-1” mermileri ve zayıflatılmış uranyumlu 3BM32 ve 3BM33 “Vant” tank mühimmatını kullanmaktadır. Batılı mermiler, zırh delme açısından Rus mermilerinden daha iyi performans göstermektedir. Bu da Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin Rus zırhlı araçlarına karşı etkili bir mücadele aracına sahip olacağı demektir. Şimdiye kadar, Rusya’nın Ukrayna’da zayıflatılmış uranyum mühimmatı kullandığına dair doğrulanmış bir kanıt yok, ancak Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin bu tür mermileri ganimet olarak ele geçirdiği bilgileri vardır.
İkinci olarak, zayıflatılmış uranyum sadece mermi çekirdeğinde bulunur ve radyoaktivitesi son derece düşüktür. Bu nedenle, zayıflatılmış uranyum “nükleer yakıt olarak kullanılamayacağı veya nükleer silahlara dönüştürülemeyeceği” için herhangi bir BM sözleşmesi tarafından silahlı çatışmalarda kullanımı yasaklanmamıştır. Başka bir deyişle, zayıflatılmış uranyum mühimmatının kirli bomba veya nükleer bileşenli silahlarla hiçbir ilgisi yoktur.
Üçüncü olarak, BM’nin yaptığı bir soruşturma Yugoslavya ve Bosna’da zayıflatılmış uranyum kullanımının çevre, halk ve/veya savaşçılar üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi olmadığını ortaya koymuştur.
Bununla birlikte Kremlin’in iddia ettiği gibi, bu tür silahların nükleer silahlar ya da “kirli” bombalarla hiçbir ilgisi yoktur.
3) Ukrayna, 2023 yılının başından itibaren ortaklarından ilk mali yardımı almayı planlamaktadır. 20 Şubat 2023 tarihinde ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Rus bombardımanı nedeniyle zarar gören enerji sisteminin onarımı için ABD’nin Ukrayna’ya 10 milyon dolarlık yardım yapacağını açıkladı. 24 Şubat 2023 tarihinde ise ABD Dışişleri Bakanlığı, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) ve Maliye Bakanlığı işbirliğiyle Ukrayna’ya 10 milyar dolarlık bir yardım paketini duyurdu.
Şubat 2023’te, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ukrayna ekonomisinin yeniden yapılandırılması, hızlı rekonstrüksiyon ve altyapı yeniden inşası için Ukrayna’ya 1 milyar euroluk finansal desteğin sağlanacağını duyurdu. AB, Ukrayna’da sivil nüfusu korumak ve ekonomik faaliyeti canlandırmak amacıyla Ukrayna topraklarının mayınlardan arındırılmasına 25 milyon euro tahsis edecek.
İsveç hükümeti, Ukrayna’daki nükleer güvenlik misyonunu desteklemek amacıyla Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na (UAEA) 1.947 milyon dolar sağlamayı taahhüt etti. Ukrayna Enerji Bakanlığı’na göre, enerji ihtiyaçları doğrultusunda İsveç’ten Ukrayna’ya 46 kargo insani yardım ulaştırıldı.
Japonya Ukrayna’ya 1.6 milyar dolar değerinde destek sağladı ve 5.5 milyar dolar daha ek finansal yardım sağlamayı planlamaktadır. Japonya, Ukrayna’nın yeniden inşası amacıyla uluslararası fonun oluşumunda liderlerden biri olabilir. Ukrayna Kültür ve Bilgi Politikası Bakanlığı’nın bilgilerine göre, Japonya, UNESCO’nun eğitim, kültür ve gazetecilik alanlarındaki olağanüstü faaliyetlerini finanse etmek için Ukrayna ve komşu ülkelerde yaklaşık 10 milyon dolar sağlayacak.
Kanada Dışişleri Bakanlığı’na göre Kanada, Ukrayna’da uygulanacak 6 proje için 21 milyondan fazla bütçe ayırmaktadır. Bu projeler arasında, özellikle Tetra Tech firmasına 7.5 milyon dolar ayrılmaktadır. Bu para, Ukraynalı mayın temizleyicilerin eğitimi, ekipman sağlanması ve mayın riski konusunda farkındalık yaratılması için kullanılacaktır.
Norveç Parlamentosu, bu yıl Ukrayna için 75 milyar NOK (yaklaşık 7 milyar Euro) değerinde çok yıllık bir destek programını onayladı. Bu program beş yıl sürecek. Ukrayna her yıl 15 milyar NOK (1.3 milyar Euro’dan fazla) alacak. 2023 yılında ise bu ödemelerin yarısı Ukrayna’ya askeri yardım olarak sağlanacak. Ayrıca, tahsis edilen para Ukrayna ve komşu ülkelerdeki insani yardım çabaları, yeniden yapılanma ve sivil altyapının desteklenmesi için kullanılacaktır.
4) 2014 yılından bu yana, Rusya-Ukrayna savaşında UOK-MP (Ukrayna Ortodoks Kilisesi Moskova Patrikhanesi)’nin Ukrayna şehir ve köylerinin ele geçirilmesinde Rus ordusuna yardım ettiğine, istihbarat faaliyetlerine katıldığına, Ukrayna vatandaşlarının Moskova’ya sürgün edildiğine ve diğer suçlara dair çok sayıda kanıt toplanmıştır. Kremlin’in yönergelerine uygun olarak, UOK-MP temsilcileri Ukrayna’nın kendi devletini kurma hakkını inkar eder ve Rusya’nın saldırganlığını meşrulaştırırlar. Kasım 2022’de, Vinnıtsya bölgesindeki piskoposluk başkanı, kolluk kuvvetleri tarafından dini düşmanlığı kışkırtmakla suçlandı. Piskopos, Rusça domainli bir web sitesinde yaptığı yayında Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin bağımsızlığını reddetti, papazları “ayrılıkçılar” olarak nitelendirdi ve Ukrayna’yı “Küçük Rusya” olarak adlandırdı. Ayrıca, Ukrayna topraklarının Ekümenik Patrikhane tarafından ele geçirildiğini ve tek gerçek kilisenin Moskova Patrikhanesi olduğunu iddia ederek, dünya Ortodoksluğunda egemen olması gerektiğini ileri sürdü. UOK-MP’de “Rus dünyasının” çok sayıda hizmetkarı vardır.
Ukraynalı hukukçular, özellikle de Razumkov Merkezi’nde çalışanlar, Ukrayna’da yasal olarak yasaklanması gereken kuruluşlar arasında Moskova Patrikhanesi’nin de bulunduğunu ustalıkla kanıtlamışlardır. Ukrayna’nın ulusal güvenliğine yönelik tehdidin, yönetim merkezleri Moskova’da bulunan dini örgütlerden kaynaklandığını göz önünde bulunduran Ukrayna, sözde “Rus dünyasının” gelişmesini sağlayan bu sistemik mekanizmayı mevzuat yoluyla ortadan kaldırmak için mümkün olan her şeyi yapmalıydı.
UOK-MP, sadece bu kiliseye sadık olanlar üzerinde değil, genel olarak Ukrayna nüfusu üzerinde de Rus propaganda makinesinin önemli bir ideolojik etki kaynağı olarak işlev görmüş ve hala da işlev görmektedir. Kilise aracılığıyla, Ukrayna’nın bağımsız bir devlet olmadığı ve geleceğinin ancak Moskova ile birlikte olabileceği yönündeki “Slav birliği” ve “Üçlü Rusya” ideolojik düşünceler yayılmıştır. “Rus dünyası” düşüncesi Kirill liderliğindeki Moskova Patrikhanesi tarafından geliştirilmiştir. Bugün ise bu doktrin Putin tarafından Rusya-Ukrayna savaşında ülke genelinde benimsenmiştir.
5) Hollanda’nın Lahey kentindeki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Rusya’nın üst düzey yönetimini savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım gibi üç tür uluslararası hukuk ihlalinden dolayı sorumlu tutabilir. Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin hakkında tutuklama emri çıkarılan Ukraynalı çocukların sınır dışı edilmesi, ilk madde kapsamına girer.
Aynı zamanda UCM, Rusya’yı Ukrayna’ya saldırı suçundan dolayı mahkum edemez. Çünkü ne Ukrayna ne de Rusya, mahkemenin kurucu belgesi olan Roma Statüsü’nü onaylamıştır. Rusya ve Putin’in saldırı suçundan dolayı yargılanabilmesi için özel bir mahkemenin kurulması gerekmektedir.
26 Ocak’ta Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, Rusya ve Belarus’un üst düzey siyasi ve askeri liderlerinin Ukrayna’ya karşı işlenen saldırı suçlamasıyla sorumlu tutmak için özel bir mahkeme kurulmasını talep eden bir kararı destekledi. Bu karar, mahkemenin Lahey’de kurulması önerisiyle birlikte sunuldu. Ayrıca, 30’dan fazla ülkenin Rusya’ya karşı özel bir mahkemenin kurulmasını desteklemesi de olumlu bir gelişmedir. Bu listede belirli bir ülkenin yer alması, Kremlin yönetimini Ukrayna’ya karşı geniş çaplı saldırganlıktan yargılayacak özel bir mahkemenin kurulmasını kabul ettiği anlamına gelir.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kararı ve mevcut devlet başkanı Putin hakkında çıkarılan tutuklama emri, önemli bir hukuki gelişmedir. Söz konusu karar, Putin’in uluslararası mahkemeler önünde kişisel ya da işlevsel dokunulmazlığı olmadığı anlamına gelir. Dolayısıyla Putin sorumlu tutulabilir.
Ukrayna, 22 Şubat 2023 tarihinde New York’taki BM merkezinde düzenlenen ve Rus savaşının neden olduğu ağır insan hakları ihlallerinin ele alındığı üst düzey toplantıda iki temel konuyu gündeme getirdi: Rusya tarafından Ukraynalı çocukların kaçırılması ve Rusya tarafından işlenen saldırı suçu için özel bir mahkemenin kurulması. Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba’ya göre Ukrayna, uluslararası kuruluşların çocukların geri dönüşü ve yeni sürgünlere engel olmak için çözüm bulmaya dahil olmaları için tüm çabalarını gösteriyor ve aynı zamanda özel mahkeme konusunda kilit ortaklarla birlikte çalışıyor. Lahey’de, saldırı suçunu kanıtlamak ve mahkeme süreçlerinde kullanılmak üzere delil ve ifade toplayacak bir merkez kuruldu. Kuleba, Rusya’nın sorumluluğuna ilişkin ayrı bir kararname alınacağını vurguladı. Rusya ve Belarus’un üst düzey yetkililerinin yargılanması sürecinde karşılaşılan bir diğer sorun da uluslararası hukuk tarafından öngörülen üst düzey yetkililerin dokunulmazlığına ilişkin hukuki meseledir. Kuleba, Ukrayna tarafının bu konuları adım adım ele aldığını söyledi. Mahkemenin meşru kabul edilmesi için yeterli olacak ülke sayısına şu anda karar veriliyor. Aynı zamanda hukukçular dokunulmazlık konusunu da çözmeye çalışıyorlar.
Ukrayna, özel mahkemenin kurulmasına ilişkin kararın Haziran 2023’e kadar alınmasını bekliyor. Karar, sadece mahkeme ile ilgili değil, Rusya’nın sorumluluğunu da kapsayacaktır. Mahkemeden sadece bir paragrafta bahsedilecek ve bu paragrafta Rusya’yı saldırı suçundan sorumlu tutacak bir mekanizmanın oluşturulacağı açıkça belirtilecektir. Bakan ayrıca bu konudaki çalışmaların halen devam ettiğini de sözlerine ekledi. Ukrayna Başsavcısı Andriy Kostin 06.03.2023 tarihinde Lviv’de düzenlenen “United for Justice” konferansında yaptığı konuşmada, bu mahkemenin hibrid bir yapıda olmasını öngören ve Ukrayna hukukunun uygulanmasını içeren herhangi bir modelin, Ukrayna halkının beklediği hedefe, diğer bir deyişle Putin ve çevresinin saldırı suçundan cezalandırılmasına ulaşmayacağını ifade etti. Bu mahkeme uluslararası düzeyde oluşturulmalıdır. İki olası model bulunmaktadır. Nürnberg Mahkemesi’nde olduğu gibi çok taraflı bir uluslararası anlaşma veya BM Genel Kurulu’nun kararını takiben Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri arasında yapılacak bir anlaşma olabilir. Böyle bir anlaşma BM ile Ukrayna arasında yapılabilir. Mevcut durumda Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından kullanılan prosedürlerin böyle bir mahkemeye uygulanması yönünde öneriler söz konusudur.
Avrupa Parlamentosu, özel uluslararası mahkemenin sadece Vladimir Putin ve Rusya Federasyonu’nun siyasi ve askeri yönetimini değil, aynı zamanda Rusya’nın Ukrayna’ya karşı saldırgan savaşını topraklarından ve lojistik destekle yürüttüğü suç ortağı bir devlet olan Belarus’un lideri Alexander Lukashenko ile siyasi ve askeri yönetimini de yargılama yetkisine sahip olması gerektiğine inanmaktadır.