Ukrayna Haber Bülteni 13.07.2023
1. Cephede son durum
Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasına göre, Ukrayna’da 24 Şubat’ta geniş çaplı işgalin başlangıcından bu yana öldürülen Rus işgalcilerin sayısı 13 Temmuz sabahı itibariyle yaklaşık 236,040’tır. Açıklamada, Rus ordusunun son bir günde yaklaşık 510 asker kaybettiği ve Ruslara ait 4092 (+2) tank, 7999 (+9) zırhlı savaş aracı, 315 (+0) uçak, 310 (+0) helikopter, 3752 (+26) operasyonel-taktik seviyedeki İHA, 1271 (+0) seyir füzesi, 18 (+0) gemi/tekne, 6995 (+17) araba ve tanker, 652 (+5) özel askeri teçhizat, 4425 (+23) top, 678 (+4) roketatar ve 421 (+6) hava savunma sisteminin imha edildiği belirtilmiştir.
Ukrayna ordusu Bahmut, Melitopol ve Berdyansk yönlerinde karşı taarruz operasyonlarını sürdürmektedir.
Ukrayna Genelkurmay Başkanlığı Sözcüsü Andriy Kovalyov, Ukrayna ordusunun Novodanılivka – Şıroka Balka, Mala Tokmaçka – Novopokrovka yönlerinde ilerleyerek bazı mevzilerde kontrolü sağladığını bildirdi. Düşman sert bir direniş gösteriyor, birliklerini ve araçlarını hareket ettiriyor. Rezervleri aktif bir şekilde kullanıyorlar.
Bahmut istikametinde Ukrayna birlikleri Bahmut şehrinin kuzey ve güneyinde ilerlemeye devam ediyor. Güney kanatta ise Ukrayna birlikleri bazı yerlerde başarı elde etti, düşman mevzilerinde kontrol sağlamaya çalışıyor.
Ukrayna Silahlı Kuvvetleri, Rus birliklerini Kupyansk, Lıman, Avdiivka ve Mariupol istikametlerinde geri püskürtmeye devam ediyor. Son 24 saatte 35 askeri çatışma yaşandı. Düşman tüm saldırıları püskürtüldü.
2. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’nin Türkiye ziyareti
Ukrayna Ukrayna Devlet Başkanı Volodımır Zelenski, Avrupa turu kapsamında 7 Temmuz’da Türkiye’ye gelerek Recep Tayyip Erdoğan ile görüşme gerçekleştirdi. İki lider, Rusya ile Ukrayna arasında esir değişimi, Karadeniz’in güvenliği ve Tahıl Koridoru Anlaşması’nın geleceği de dahil olmak üzere geniş bir yelpazedeki konuları ele aldı. Erdoğan, Türkiye’nin Tahıl Koridoru Anlaşması’nın uzatılması ve savaşan iki taraf arasında esir değişimi için girişimlerini sürdüreceği sözünü verdi. Ayrıca, Türkiye’nin Azov Taburu komutanlarının önce esaretten kurtarılmasında ve daha sonra Ukrayna’ya geri dönmesinde arabuluculuk desteği sağladığı belirtildi. Erdoğan, Putin’in Ağustos ayında Türkiye’yi ziyaret etmesinin beklendiğini ve bu ziyaret sırasında kendisiyle yapacağı özel görüşmede yukarıda bahsedilen konuları ele alacağını da ifade etti. Bu ziyaret çerçevesinde, Türkiye ve Ukrayna arasında stratejik endüstriler alanında işbirliğini öngören mutabakat zaptı imzalandı.
İki lider arasında yapılan görüşmede, Türkiye ile Ukrayna arasındaki stratejik ilişkilerin önemi vurgulandı. Türkiye ve Ukrayna, endüstri alanında işbirliği mutabakat zaptı imzaladı. Bu işbirliği, askeri-endüstriyel kompleks, teknoloji geliştirme, insansız hava aracı üretimi ve diğer stratejik sektörlerdeki çeşitli projelerin hayata geçirilmesini öngörmektedir. Bu bağlamda, ilgili anlaşmalar imzalandı. Volodımır Zelenski’nin girişimiyle Türkiye, Ukrayna’nın yeniden inşası ve transformasyonu için yürütülen geniş çaplı çalışmalara katılmaya davet edildi; çünkü Türkiye’nin deneyimi, yatırımları ve teknolojilerinin Ukrayna’ya yardımcı olacağı aşikardır. Ayrıca, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkan Yardımcısı Oleksiy Hromov, T-155 Fırtına kundağı motorlu öbüs sistemlerinin yakında Ukrayna’ya gelmesinin beklendiğini açıkladı.
Volodımır Zelenski, Vilnius Zirvesi ön hazırlıkları da dahil olmak üzere NATO ile işbirliği çerçevesinde Ukrayna’nın NATO’ya katılmaya davet edilmesi konusunu gündeme getirdi. Ortak basın toplantısında konuşan Zelenski, “Bugün, Vilnius’taki NATO Zirvesi hazırlıkları başta olmak üzere NATO ile olan işbirliğimizin kilit konularını müzakare ettik. Sayın Erdoğan’ın Ukrayna’nın NATO’ya üyeliği hak ettiğini söylemesi bizi memnun etti.” dedi.
3. NATO Zirvesi’nin sonuçları
NATO Liderler Zirvesi, bu yıl Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta 11-12 Temmuz’da gerçekleştirildi. Zirveye aralarında ABD Başkanı Joe Biden’ın da bulunduğu 31 NATO ülkesinin liderleri ile Japonya, Güney Kore, Yeni Zelanda, Avustralya, Ukrayna ve İsveç delegasyonları katıldı. Yaklaşık 40 devlet ve hükümet başkanı ve 150 üst düzey hükümet yetkilisi de dahil olmak üzere 48 yabancı delegasyonun 2.400’den fazla üyesi Vilnius’a geldi.
11 Temmuz’da gerçekleştirilen NATO Zirvesi’nde Ukrayna için önemli kararlar alındı: Üyelik Eylem Planı iptal edildi; Ukrayna, üyelik için gerekli şartları yerine getirdikten sonra ve tüm müttefiklerin onayına tabi olarak NATO’ya üyelik daveti alacaktır.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodımır Zelenski, zirve katılımcılarına hitaben eleştirel bir mesaj yayınladı, ancak kendisi zirveye katıldı ve birçok ikili görüşme gerçekleştirdi.
Volodımır Zelenski Vilnius’ta birçok lider ile bir araya geldi:
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron. Fransa, mayın temizleme için ek mühendislik ekipmanı tahsis edecektir.
Hollanda Başbakanı Mark Rutte. İki lider, Ağustos ayında Ukraynalı pilotların eğitimine başlanması konusunda mutabık kaldılar ve Hollanda’nın hava savunma ve topçu birliklerinin güçlendirilmesine sağlayabileceği katkıyı görüştüler.
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese. Avustralya, 30 “Bushmaster” modeli zırhlı personel taşıyıcı da dahil olmak üzere yeni bir savunma paketi sağlayacaktır.
İngiltere Başbakanı Rishi Sunak. Görüşmede Ukrayna’nın savunma ihtiyaçları ve Ukrayna ordusunun savaş alanındaki kabiliyetlerinin arttırılmasına yönelik işbirliği ele alındı.
Almanya Şansölyesi Olaf Scholz. Patriot füze sistemlerine ek fırlatma üniteleri ve daha fazla füzelerin sağlanması konusunda anlaşmaya varıldı.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau. Kanada, Ukrayna ordusunu zırhlı araçlarla takviye etme sözü verdi.
Japonya Başbakanı Fumiyo Kişida, Japonya’nın Ukrayna’ya drone tespit sistemi sağlayacağını açıkladı. Norveç ise, Ukrayna’ya iki adet NASAMS (Karadan Havaya Füze Sistemi) ve bin adet Black Hornet İHA teslim edecektir.
Ayrıca, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile bir araya geldi ve ardından bir basın toplantısı düzenledi. Zelenski, Ukrayna’nın Üyelik Eylem Planı’na ihtiyaç duymadığının kabul edilmesini takdirle karşıladığını belirtti ve bu zirvenin olumlu sonuçlar doğurduğunu ifade etti.
Stoltenberg, Vilnius Zirvesi’nin ardından Ukrayna’nın NATO’ya “Hiç olmadığı kadar yakın” olduğunu söyledi. İttifak, Moskova’nın protesto edeceğinin tamamen farkında olarak, Ukrayna’nın üyelik sürecinde en güçlü kararını aldı.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, Ukrayna’nın NATO’ya katılımı için NATO Liderler Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde sunulan koşulların güvenlik açısından uygun olduğunu düşünmektedir.
NATO Genel Sekreteri’nin açıklamasına göre, 10’dan fazla ülke Ukraynalı pilotları F-16 uçaklarında eğitmek üzere koalisyona katılmış durumda ve eğitimin bu yaz sonuna kadar başlaması beklenmektedir.
Jens Stoltenberg, “Yeni oluşturulan NATO-Ukrayna Konseyi, tüm katılımcıların eşit bir şekilde söz hakkına sahip olduğu ve çalışmalarının bireysel katılımcılar veya müttefik devletler tarafından engellenemeyeceği güçlü bir siyasi araçtır.” dedi.
İttifak üyeleri, Ukrayna için verilen 2008 taahhüdünün hala geçerli olduğunu belirterek, Ukrayna’nın NATO üyesi olacağına dair nihai ortak bildiri üzerinde anlaşmaya vardı. Ayrıca bildiride, Ukrayna’nın tam Avrupa-Atlantik entegrasyonu yolunun artık NATO Üyelik Eylem Planı ihtiyacının ötesine geçtiği kabul edildi.
NATO üyeleri, Ukrayna’nın İttifak ile işlevsel ve siyasi olarak daha entegre hale geldiğini ve reform gündeminde önemli ilerlemeler kaydettiğini vurguladı. Ayrıca, NATO ülkelerinin Dışişleri Bakanları’nın Yıllık Ulusal Program aracılığıyla ilerlemeyi düzenli olarak değerlendireceği belirtilmektedir.
G7 ülkelerinin 12 Temmuz’da Vilnius’ta yayımladığı Çerçeve Deklarasyonu, Ukrayna için güvenlik garantilerine ilişkin ilk yasal belge olacak ve ilgili ikili anlaşmaların yapılmasını sağlayacaktır.
Üzerinde mutabık kalınan güvenlik garantileri şunlardır:
Ukrayna’nın savunulmasında yardım ve yeni saldırıların önlenmesi. Bu kalem silah tedariki, savunma sanayinin geliştirilmesi için destek, eğitim, istihbarat ve siber güvenlik alanlarında işbirliğini içermektedir;
Yeni bir saldırı durumunda, Ukrayna’nın savunma ihtiyaçlarının en kısa sürede karşılanması için acil danışma önlemleri.
Rusya’nın saldırganlığından sorumlu tutulması konusunda destek, yaptırımların artırılması, mal varlıklarının dondurulması, tazminat toplanması ve Ukrayna ve Ukraynalılara karşı işlenen suçlardan sorumlu kişilerin yargılanması için mekanizmaların oluşturulması.
Ukrayna’ya F-16 sağlanması konusunda Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmıtro Kuleba, belirlenen plana göre ilk F-16’ların önümüzdeki yılın ilk çeyreğinin sonuna kadar Ukrayna hava sahasında uçuyor olması gerektiğini belirtti.
Aynı zamanda Zelenski, ATACMS füzelerinin verilmesi konusunda henüz bir karar alınmadığını belirterek, “Bilmiyorum. Size bunu nasıl açıklayabilirim? Bu konuyla ilgili bazı görüşmeler var, ancak henüz bir karar alınmadı. Bu konuyu gündeme getirmememiz daha iyi olabilir, çünkü insanların ve askerlerin bazı beklentileri var.” dedi.
Ukrayna lideri video konuşmasında, “Çok daha önemlisi, Zirve’nin yapıldığı bu iki gün boyunca Ukrayna’nın NATO’da yer alıp almayacağına ilişkin tüm şüphe ve belirsizlikleri ortadan kaldırdık. Olacak! İlk kez tüm müttefikler bu konuda hemfikir olmakla kalmıyor, İttifakın önemli bir çoğunluğu da bunu şiddetle destekliyor. Daha önce hiçbir NATO üyesinden Ukrayna için eşitler arasında eşitsiniz sözleri gerçekten anlamlı gelmemişti. Şimdi herkes bunun bir gerçek olduğunu anlıyor. Zaferimizle ve NATO’ya katılımımızla birlikte bu gerçeği bir kez daha teyit edeceğiz.” ifadesini kullandı.
Avrupa ve Avrupa-Atlantik Entegrasyonundan Sorumlu Başbakan Yardımcısı Olga Stefanişına Ukrinform’a verdiği demeçte, NATO Zirvesi’nde alınan kararın Ukrayna’nın hedeflediği minimum programla uyumlu olduğunu ifade etti. “Bildiri metni istediğimiz kadar iddialı olmasa da, Ukrayna’nın NATO’ya entegrasyon sürecine yeni bir ivme kazandırıldı. Ukrayna-NATO Konseyi formatının ve uzun vadeli yardım programının başlatılmasıyla ilişkilerimiz daha da güçlendi. Ukrayna-NATO Konseyi, ortak kararların alınacağı bir platform olarak hizmet edecektir.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
ABD Başkanı Joe Biden, Ukrayna’nın savaştan sonra NATO’ya katılacağını doğruladı. Ukrayna, İsrail gibi NATO üyesi olmasa bile ABD ve diğer ülkelerden güvenlik garantisi alacaktır. Kırım meselesinin çözümünün önemli olduğu sorusuna yanıt olarak Biden, “Tam olarak çözülmesi beklenen 17 başka sorun daha var. Kırım önemli ama çözüm bekleyen çok daha fazla sorun var.” dedi.
Aynı zamanda, Polonya Cumhurbaşkanı Ukrayna’nın gelecek birkaç yıl içinde NATO üyeliğini umut ettiğini ifade etti.
4. Tahıl Koridoru Anlaşması’nın uzatılmasının önemi
Tahıl Koridoru Anlaşması, dünya genelinde gıda güvenliğinin güçlendirilmesinde önemli bir role sahiptir. Bu anlaşma dünya genelinde, özellikle “Küresel Güney” olarak adlandırılan bölgede, Rus saldırganlığı nedeniyle gıda güvensizliğinden etkilenen ve açlıkla mücadele eden insanlara fayda sağlamaktadır. Rusya sürekli olarak tahıl anlaşmasını sabote ediyor. Bu, tahıl koridorundan geçen sayı ve hacimlerde gözlemlenebilir. Mayıs ayında tarım ürünleri ihracat hacmi yaklaşık 1,2 milyon tonun altına düşerek üçte birine kadar azalmıştır. Tahıl Anlaşması’nın 18 Temmuz’dan sonra uzatılmaması halinde Rusya’nın Ukrayna limanlarından gemilerin güvenli geçişini sağlayamayacağı belirtilmektedir. Bu durumda, Rusya aslında “tahıl koridoru” rotasında hareket eden ticari filoya saldırma hakkını kendisine bulunduruyor.
Rusya’nın Tahıl Koridoru Anlaşması’nı bozma girişimlerine rağmen, birçok dünya lideri anlaşmanın devam etmesini umut etmektedir. Çin ve Türkiye, Ukrayna’nın tahılının “tahıl koridoru” üzerinden kendilerine ulaştığı başlıca alıcılar arasında yer almaktadır. Onlar, Rusya etkisinden bağımsız olan ve bu sürecin önemini iletebilen az sayıdaki ülkelerden birkaçıdır.
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken de Çin’e yaptığı ziyaret sırasında Tahıl Anlaşması’nın uzatılmasının önemi hakkında konuştu: “Ukrayna’dan yaklaşık 32 milyon ton tahılın ihraç edilmesine katkıda bulunan Karadeniz Tahıl Girişiminin uzun vadeli olarak desteklenmesinin önemini bir kez daha vurguluyorum. Yaklaşık 18 milyon ton tahıl gelişmekte olan ülkelere ihraç edilmektedir. Anlaşmanın uzun vadeli olarak uzatılması, dünyanın en yoksul ve gıda güvencesi olmayan bazı ülkelerinde gıda sıkıntısı yaşanmasının ve gıda fiyatlarında keskin artışların önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.”
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenski ile ortak bir basın toplantısında “Türkiye, Tahıl Koridoru Anlaşması’nın süresini iki yıla daha uzatmak için her türlü çabayı göstermektedir.” dedi. “Bir yılda 33 milyon tona yakın tahılı ihtiyaç sahiplerine ulaştıran girişimin 17 Temmuz’da dolacak süresinin yeniden uzatılmasını temenni ediyorum. Temennimiz odur ki bu 2 ayda bir değil hiç olmazsa en azından 3 ayda bir olması gibi bir beklentimiz var. Bu gayreti bu şekilde yapıp, süreyi de hiç olmazsa 2 yıla çıkarmak gibi bir gayretin içerisinde olacağız.” diye konuştu.
5. Ukrayna’ya misket bombası gönderme kararı
7 Temmuz’da ABD, Ukrayna için ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından daha önce açıklanan 500 milyon dolar değerindeki yeni bir askeri yardım paketini duyurdu. Bu yardım paketi, misket bombalarını da içermektedir.
Misket bombaları, açık arazide piyade ve hafif zırhlı araçların imhası için kullanılmaktadır. Bu mühimmatlar, hemen patlamadıkları takdirde yıllarca savaş alanında kalabilecek düzinelerce küçük yüke ayrılır.
Misket bombalarının siviller için çok tehlikeli olduğu düşünüldüğünden ve üye devletlerin bu bombaları kullanmaktan ve depolamaktan vazgeçmelerini gerektiren bir sözleşme bulunduğundan dolayı Washington’un açıklaması, sivil toplum kuruluşları tarafından eleştirilere neden oldu ve birkaç Avrupa ülkesi ve Kanada’yı endişelendirdi.
Misket bombalarının sivil nüfusa verdiği zarar, kullanımının kısıtlanmasına neden olmuştur. Bu mühimmatların kullanımını yasaklayan ve 120 devlet tarafından imzalanan Sözleşme 13 yıldır yürürlüktedir. Ancak, bu Sözleşme’yi imzalayan ülkeler arasında Rusya, ABD, Çin ve Ukrayna bulunmamaktadır. Bu nedenle, misket bombaları bugün hala kullanılmaktadır. Biden ayrıca ABD ve Ukrayna’nın misket mühimmatı kullanmama konusunda herhangi bir taahhüt imzalamadığını da hatırlattı. Ukrayna’nın Rusları durdurmak ve karşı taarruzu sürdürmek için silaha ihtiyacı olduğunu belirtti. Ayrıca, bu tür silahların tedarik edilmesinin bir koşulunun, Ukrayna’nın onları ülke sınırları dışında kullanmaması gerektiği vurgulandı.
Rusya’nın, Ukrayna Savunma Bakanı Oleksiy Reznikov’un açıklamasına göre, Suriye’deki sivil nüfusa bu tür silahla saldırdığı ve Ukrayna’ya karşı saldırının başlamasından bu yana bu mühimmatları Harkiv, Dnipropetrovsk, Mıkolayiv ve Donetsk bölgelerinde kullandığı rapor edilmektedir.
Ukrayna’nın zaten Batılı müttefiklerinden farklı amaçlar için misket bombası aldığını belirtmek gerekir. Almanya, 2022 yılında Ukrayna’ya MARS 2 roketatar sistemleri ile birlikte 28 adet DM1399 tanksavar mayını sağlamıştır.
Ukrayna Savunma Bakanı Oleksiy Reznikov, Ukrayna’nın misket bombalarının kullanımında takip edeceği beş temel ilkeyi sıraladı:
● Bu mühimmatlar, Rusya’nın resmi olarak tanınan topraklarında kullanılmayacaktır. Ukrayna, bu silahı sadece uluslararası alanda tanınan topraklarını işgalden kurtarmak için kullanacaktır.
● Sivil halka yönelik risklerden kaçınmak için misket bombaları şehirlerde kullanılmayacaktır. Misket bombaları sadece Rus ordusunun yoğun olduğu bölgelerde kullanılacak. Bu mühimmatlar askerlerimizin hayatlarını en az riske atarak düşmanın savunma hatlarını yarmak için kullanılacaktır.
● Ukrayna, misket bombalarının kullanımına ve kullanılacak yerel bölgelere ilişkin sıkı bir kayıt tutacaktır.
● Bu kayıtlara dayanarak topraklarımızın işgalden kurtarılması ve zaferimizin ardından bu bölgelerin mayınlardan arındırılması öncelikli olacaktır.
● Ukrayna, şeffaf raporlama ve kontrolün uygun standartlarda olmasını sağlamak için bu mühimmatın kullanımı ve etkinliği hakkında ortaklarına rapor verecektir.
Ukrayna, işgal altındaki toprakları geri almak ve normal hayata dönmek istiyor ve bunun için Rus ordusuna mümkün olduğunca fazla hasar vermenin gerektiğine inanıyor. Reznikov, “Onlara ne kadar kayıp verdirebilirsek, o kadar çok Ukraynalının hayatını kurtarabiliriz. Askerlerimizin hayatlarını kurtarmak en önemli önceliğimizdir. İşte bu yüzden elimizdeki tüm ölümcül silahları kullanarak bunu yapmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.